Deprem ve çocuk

İstanbul’da yaşanan 6.2 büyüklüğündeki depremin yarattığı korku ve panik hali, büyük İstanbul depreminin her an olabileceği gerçeğini tekrardan hatırlattı. Yakın bir zamanda 6 Şubat depremine ve hiçbir zaman dinmeyecek acısına şahit olduk. Senelerdir 99 depremini ve olacak büyük Marmara depremi riskini konuşup duruyoruz. Aslında “depremi sadece olduktan sonra” konuşuyoruz! Türkiye bir deprem ülkesi öncelikle bunu kabul etmek gerekiyor. Ardından buna ilişkin gerekli tüm önlemlerin alınması gerekiyor. Gerekiyor, gerekiyor! İstanbul gibi bir şehirde bu ihmallerin bedeli çok ağır olabilir...
Yetişkinlerde olduğu gibi deprem çocukların ruh sağlığı ve gelişimi üzerinde de derin izler bırakır. Çocuklar için korkutucu ve baş edilmesi zor olan bu travmatik yaşantının etkilerinin çocukta kalıcı hale gelmemesi ve çocuğun yerle bir olan güven ve destek duygusunun tekrardan onarılabilmesi için anne babalara büyük görevler düşüyor.
Çocuk psikolojisi üzerindeki etkisi
Depremin anlamı ve buna bağlı verilen tepkiler, her yaş grubu çocuk için farklı olmakla beraber bu farklılıkların sebepleri; çocuğun yaşı, gelişim dönemi, çocuğun mizacı, erken çocukluk deneyimleri, çocuğa bakım veren kişi ile kurduğu ilişkinin yapısı, ebeveyn tutumları, çocuğun duygu düzenleme becerisi, çocuğun depreme nasıl tanıklık ettiği (örn, depremi yaşamamış fakat medya aracılığı ile tanık olmuş), depremi nasıl yaşadığı, depremin süresi ve şiddeti gibi pek çok faktör çocuğun tepkilerini belirler.
Genel olarak deprem sonrasında çocuklarda görülebilecek belirtiler şu şekildedir:
- Korku ve kaygı şiddeti artabilir. Çocuk ebeveyninin yanından ayrılmak istemeyebilir. Sürekli kucakta olmak isteyebilir. Okula veya kreşe gitmek istemeyebilir.
- Ani ve yüksek seslere karşı aşırı korku tepkisi gösterebilir.
- Öfke krizleri, sık ağlama, aşırı hareketlilik, huzursuzluk, beslenme ve uyku düzensizlikleri, kâbuslar, aşırı strese bağlı kekemelik gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
- Çocuğun güven alanı sarsıldığı için alt ıslatma, parmak emme, tırnak yeme, biberondan beslenmek isteme, anneye yapışık olma gibi önceki gelişim dönemlerine ait tepkileri (regresyon) gösterebilir.
- Herhangi bir tıbbi sebebi olmayan karın ağrısı, baş ağrısı, mide bulantısı ve kusma gibi psikosomatik belirtiler ortaya çıkabilir.
- Çocuklarda İçe kapanma, yaşanan olay ile ilgili konuşmaktan kaçınma, sessizleşme görülebilir. Tam tersi olarakta çocuklarda sürekli yaşanan olay ile ilgili konuşmak isteme (özellikle okul çağındaki çocuklarda) görülebilir.
- Bazı çocuklar ise yukarıda yazılan belirtilerden hiç birini göstermeyebilirler.
Çocuklara nasıl yardım edebiliriz?
- Öncelikle deprem sonrası çocukların yitirilen güven duygusunu yeniden onarmak ve kendilerini yeniden güvende hissetmelerini sağlamak gerekir. Ebeveynlerin kendi kaygı ve korkularıyla baş etme şekli burada oldukça önemlidir.
- Deprem ile ilgili görüntülere, konuşmalara ve haberlere çocuğun tekrar tekrar maruz kalmaması önemlidir.
- Çocuklar belirsizliklerden korkarlar. Bu sebeple depremin gök gürültüsü, fırtına gibi bir doğa olayı olduğu, nadir olarak ortaya çıktığını ve kalıcı olmadığını çocuğa açıkça söylemek önemlidir. Buna ek olarak yaşanan bu doğa olayında çocukların bir suçu olmadığını çok iyi anlamaları gerekir.