Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Parçalı az bulutlu
16°
Ara

İmamoğlu'nun aday olması normal

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
İmamoğlu'nun aday olması normal

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İzmir’de başlattığı Cumhurbaşkanlığı adaylık kampanyasını her hafta sonu dört şehirde devam ettirecek.

Hafta içi toplantı yapmamasının nedeni birilerinin kalkıp ‘o zaman İBB’yi kim yönetiyor’ dememesindendir.

İzmir, Adana, Kayseri, toplantıları oldukça yoğun geçti.

İmamoğlu buralardaki konuşmalarında ağırlıklı olarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslenerek; 'Sana yenilmeyeceğiz! Ne yapsanız nafile, o sandık gelecek ve millet seni evine gönderecek' ifadelerini kullandı.

İmamoğlu neden aday olmalı veya olmamalı!

İmamoğlu’nun konuşmalarını güncel televizyon ve gazetelerden izliyorsunuz.

Ben sizlere ‘İmamoğlu neden aday olmalı veya olmamalı’ başlığını yorumlayacağım.

Önce biraz geçmişe gidelim.

Demokrasi ile yönetilen ülkelerde ne olur?

Seçim zamanı sandık kurulur, siyasi partiler ortaya çıkar, adaylarını belirlerler ve halk kimi seçerse ülkeyi o yönetir.

Geldiğimiz noktada bundan bahsetmek mümkün mü?

Bence değil.

Şayet demokrasi olmasaydı bu ülkede, çoban Sülo defalarca başbakan seçilir miydi?

Cumhurbaşkanı olur muydu?

Karaoğlan Ecevit halkın içinden gelerek defalarca başbakanlık koltuğuna oturur muydu?

Şiir okudu diye hapse atılan Recep Tayyip Erdoğan defalarca hükümet kurar mıydı?

Başbakan olur muydu?

Cumhurbaşkanı olur muydu?

Başkan olur muydu?

Var mı öyle şey, demokrasi bana işlesin başkasına işlemesin.

Bu anlayışı ne yer kabul eder ne de gök.

*

Ekrem İmamoğlu da tıpkı Çoban Sülo gibi, Karaoğlan gibi, Erdoğan gibi, halkın bağrından çıktı siyaset yapmaya başladı.

Hataları ile doğruları ile halk İmamoğlu’nu da bağrına bastı.

Tıpkı Erdoğan gibi halkın yarısı ona karşı iken diğer yarısı hayranlık besledi.

Umutlandı.

Heyecanlandı.

Bel bağladı.

Şimdi siz kalkıp böyle bir kişiyi demokratik olmayan yollar ile engellemeye kalkıyorsunuz.

Olup olmayan yargı bahaneleri buluyorsunuz.

Dün İBB mazbatasını verdiğinizde de benzer yollara başvurdunuz.

Uyduruktan bir bahane ile seçimleri iptal ettiniz 2019’da.

Ne oldu?

Halk haksızlığa geçit vermedi.

Mağdurun yanında oldu.

Adaleti sağladı ve İBB’yi yine İmamoğlu’na teslim etti.

Hem de öyle böyle değil, rekor bir oy ile.

*

İktidar veya mevcut düzen yine benzer şeyler yapıyor.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ilk seçimlerde cumhurbaşkanı aday olmaması için elinden geleni yapıyor.

Olur olmaz davalar.

Diploma fiyaskosu.

Korkutmalar.

İmamoğlu’na yakın siyasilere gözdağı, operasyon, mal varlıklarına el koymalar.

Hani olan bitene hakim olmasak, son çeyrek asırda Türkiye’de yaşamasak, uzaydan gelsek, mevcut iktidarı ve yöneticilerini tanımasak, diyeceğiz İmamoğlu’nu asın.

İmamoğlu’na su yok.

‘Dinime küfreden bari Müslüman olsa’ atasözümüz buraya uygun gider mi bilmiyorum.

Aslında her iki taraf da birbirlerini ne ile suçluyorsa benzer durumda kendileri aynı pozisyondalar.

Ya da aynı durumlardan dolayı suçlanıyorlar.

Diploma meselesi her iki tarafta da aynı, Erdoğan’ın diploma sorunu yıllardır netlik kazanmadı.

Şimdi İmamoğlu benzer durum ile suçlanıyor.

İmamoğlu’nun ve ekibi ihale yolsuzluğu, kamu kaynaklarını hor kullanma, para aklama, hortumlama suçlamaları ile karşı karşıya.

Bazı isimler cezaevine gönderildi.

Bazı isimlerin mal varlıklarına el konuldu.

Benzer suçlamalar yıllardır mevcut iktidara yapılıyor.

*

Şu aklım ve şu yaşım bu ülkede bana bunu öğretti.

Türkiye halkı artık eskisi gibi ranta, talana, yolsuzluğa, kamu mallarının çar çur edilmesine tepki göstermiyor.

Hatta üzülerek söylüyorum biraz da bunları yapmayana kızıyorlar.

Yapmayana salak muamelesi yapıyorlar.

Yapanları da ne yazık ki el üstünde tutuyorlar.

*

İlk genel seçime kadar sanırım bu kavga ve gürültüler devam edecek.

İktidar İBB Başkanı İmamoğlu’nu köşeye sıkıştırmaya çalışacak.

İmamoğlu meydan okuyarak meydanlara çıkacak.

Mitingler yapacak.

Arkasına Cumhuriyet Partisi’nin tamamının gücünü alabilir mi bilmiyorum ama muhalif kanadın büyük bir bölümünü arkasına alacağından şüphem yok.

Aslında muhalefetin de başka bir seçeneği yok.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş gerçekten Erdoğan’a karşı yarışmayı mı düşünüyor orada başka bir hesaplar mı var onu da daha anlamış değilim.

Hadi muhalefete peşinden koşmaları gereken iki kişi yazalım.

Birisi kolları sıvadı meydanlara çıktı, diğeri bekleyip görelim taktiğinde.

Zaman kimi haklı ve güçlü çıkarır bilmiyorum ama zamanın Türkiye’nin lehine işlemediğini söyleyebilirim.

Üç defa İstanbul seçimlerini kazananın Cumhurbaşkanı adayı olması normal!

Yazımızın başlığında ne dedik.

Üç sefer üst üste ezici bir üstünlükle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini kazanan birisinin Cumhurbaşkanı Adayı olması kadar normal bir durum yoktur.

Üstelik bu şehir ülkenin dörtte birine sahip ise.

Geriye sadece demokrasi kılıcının adaletten yana işlemesi kalıyor.

Bekleyip göreceğiz.

İlk genel seçimlere kadar Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı mindere taşımak için,  İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun meydanlardaki haykırışlarını izleyecek.

Erdoğan bu haykırışlara nasıl cevap verecek?

Onu da bekleyip göreceğiz.
 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *