Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
12°
Ara

Mart’ta geçti işte...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Mart’ta geçti işte...

Bakırköy Belediye Meclisi’nin mart ayı 2. toplantısıyla ilgili bir şeyler yazıp vatandaşı bilgilendireyim dedim ama her ay olduğu gibi ilan edilen saatten yaklaşık bir buçuk saat sonra başlayan, meclisi seyretmeye gelen ne gazetecilere, ne vatandaşlara, ne de siyasi parti temsilcilerine bir açıklama ya da bekletmeden dolayı özür mahiyetinde bir mazeret dahi belirtilmeyen, son bir yıldan farkı olmayan bir toplantı işte. 

İçerik olarak üç gün önce yapılan, teknik anlamda ise son bir yıldır yapılan toplantılardan bir farkı olmayınca yazacak bir şey de bulamadım haliyle. Kendi kendime düşüneceğime, vatandaşın da mecliste ne olup bittiğini bilmesi adına yazayım dedi. 

Yeni dönemde sözde demokrasi adına ki bu filmin aynısını her ay İBB meclisinde de yaşanan bir durum olduğu için görüyoruz biz. İlk dönemlerde milyonların merakla izlediği, son zamanlarda ise çoğunluğunu gazetecilerin oluşturduğu izleyici kitlesiyle sosyal medyadan verilen canlı yayın oturumlar. 

Ne zamanki meclis toplantıları sosyal medya hesaplarından canlı verilmeye başlandı, hiç sesi çıkmayan hatta geçtiğimiz dönem meclis üyesi olup bir kez dahi konuşmayanlar bu dönem bülbül kesildi. İleride olası bir ‘Mecliste kaç kez söz alıp konuştun’ gibi bir şey denilirse aman arşiv olsun diye yapılan eften püften, bahsettiği konu her ne kadar önemli olsa dahi konuşan kişinin verdiği pozitif enerjiyle efe püfe sayılan ve olayın değerinin küçülmesine neden olan bir içeriğe dönüşüyor ve dediğim gibi konuşan konuşana. 

Elbetteki gündem dışı söz alınsın, önemli gün ve haftalar kutlanılsın, anılsın yahut hatırlatılsın ama, kürsüye çıkıp tarih anlatmanın o meclisi izleyen hiç kimseye faydası yok. Bir ilçeyi yahut bir ili yönetmeye talip olmuş, meclis üyesi olma vasfına ulaşmış kişi, zaten anlatılan tarihi bilmiyorsa bana göre bir zahmet meclis üyesi de olmasın. 

Dediğim gibi böyle önemli gün ve haftalar için yapılan gündem dışı konuşmaların 3-5 dakika sürmesi gerekirken, konu her ne ise yapılan bu tür konuşmalar için genellikle ilçe meclislerinde 5-6 dakika süre verilir ve bu süre 10-12 dakikaya kadar uzar. 

Tabi bizim sosyal demokrat ve eşitlikçi Bakırköy’ün makus kaderi, tek farkı KADIN olması olan Doktor başkanımız Ayşegül Ovalıoğlu bu süreyi nedense 15 dakika olarak belirlemiş. Tabi sanırım bu da belediyenin yaptığı hizmetlerin yazılıp meclis üyelerinin eline yazılı metin olarak verildiği, yine belediye tarafından hazırlandığı gün gibi ortada olan sinevizyon gösterisiyle de süslediği videonun süresiyle bağlantılı. Yazılı metni okuyamayan, yanlış okuyup ‘pardon’ diyen, okuma alışkanlığı olmadığını belli ederek 15 dakikalık metnin yarım saatte okunmasıyla tabi verilen 15 dakikalık süre oluyor yarım saat. 

Bu durum sadece iktidar değil, muhalefet partisi içinde geçerli bir durum. Çoğunluğun CHP olduğu yerlerde İBB’nin çalışmaları, Ak Parti’nin çoğunluk yahut muhalefet olduğu yerlerde ise Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin yaptıkları. 

Bizim Bakırköy’de İBB’nin yaptığı çalışmaların dışında belediyenin yaptıkları. İlçe belediyesinin yaptıklarının yüzde 90’ına bakınca da, sosyal ve kültürel çalışmalar, çalıştaylar, söyleşiler, paneller gibi örnekleri çoğaltabiliriz. 

Elbetteki sosyal ve kültürel alanlarda çalışmalar yapılsın, yapılmalı ama peki ya sonuç? 

Çalıştaydan çıkan sonuç raporuyla yapılan somut çalışma ne? 

Sanırım tamda bu ve bu tür sorulardan dolayı, Belediye Başkanımız Ayşegül Ovalıoğlu bu güne kadar bölgeyi takip eden gazetecilerle bir araya gelmedi. Özel de sorsak belki de, ‘randevu istediniz de vermedim mi yahut sordunuz da cevap vermedim mi’ de diyebilir ki haklı ancak, kurumsal bir kimlik taşıyan Belediye Başkanı, kurumsal kimlik taşıyan basın mensuplarını kendisi davet eder ve şeffaf yönetim adına hem halkın hem de olup bitenlerle ilgili soruları ileten gazetecilere cevap verir. 

Mecliste meclis üyelerinin meclis üyelerine anlattığı, meclisin genel durumuna bakınca sadece meclisini yöneten Belediye Başkanı’nın konuşanın performansını değerlendirmek için dinlediği bir konuşma ve anlatımdan öte olmayan bu konuşmaların yeri meclis değildir. 

Peki gündem dışı ne mi konuşuluyor? 

Bu yazıyı okuyan herkes en az ilkokul mezunu olduğuna göre, ilkokulda hani yerli malı haftasına kadar, günün önem ve anlamını belirten müsamereler yapılır ya, hah işte mecliste yapılan konuşmalar tamda böyle işte. 

Bizim mecliste de tarihte bu güne denk gelen güne ait konuşma yapan, konuşmanın içeriğinde hangi parti mensubu konuşuyorsa diğerini mutlak suretle yerden yere vuran, devamında karşı partilinin laf atıp savunmaya geçtiği ve dolayısı ile gündem dışı konuşmaları yaklaşık bir saati aştığı kısır bir döngüden ibaret sözde muhabbet. 

İlçe ile ilgili alınan kararlara gelince. Gündem maddelerinin okunması, kabul edenler etmeyenler derken, ilçenin yolu, suyu, elektriği, imarı, çarşısı, pazarı, falanı filanı toplamda en fazla 15 dakika. Yani bir ilçenin geleceği, kısır döngü kadar etmeyen bir toplantı. 

Her meclis toplantısı bitimi aksatmadan söylenen de, bir sonraki meclis toplantısının kaçta başlayacağının duyurularak ama en başta da dediğim gibi, seçildikleri günden bu güne bir kez dahi duyurulan saatte başlamayan meclis toplantısı böylece kapanır ve biter. 


Hiç mi değişik bir şey olmadı derseniz, oldu oldu merak etmeyin. Siyasetle biraz dahi uğraşan, yerel siyasete biraz kulak kabartan herkesin tanıdığı, dünyanın en değerli lüks otomobil markası Mercedes-Benz’den emekli bir emekçi olmanın dışında, toplumun pazarcı olarak tanımladığı Kenan Şahin, Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme bölümü mezunu olan,  İstanbul Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisansı yapan Ali Fatinoğlu'na üslup dersi vermesiydi.

Ak Partili Ali Fatinoğlu, “Bakırköy’de kentsel dönüşüm olmadığı için Cumhuriyet Halk Partisi vatandaşı müteahhidin kucağına atmıştır” dedi, Kenan Şahin’de, “Üslubunu düzelt, kucağına deme, insafına yahut inisiyatifine diye cümleni değiştir” dedi. 

Eski CHP'li yeni Ak Partili Ali Fatinoğlu ile birlikte, ilçede muhalefet olan Ak Parti grubunun hakkını da yememek lazım gerçi. Ne zamanki karşılıklı tartışmalar ayyuka çıksa, hemen ‘Bizim işimiz, görev yerimiz, sorumluluğumuz Bakırköy Bakırköy, Bakırköy! diyerek, kentsel dönüşümden, kaldırımların bozukluğundan, yolların çukurlarından falan bahsediyor ama cevap net ve değişmiyor. “25 Yıldır Bakırköy’e ne yaptınız?” Ak Parti’de hemen karşı atağa geçiyor ve soruyor, “Peki siz 25 yıldır iktidar olduğunuz Bakırköy’e ne yaptınız?” Karşılıklı tartışmalar yine başlıyor ve biz izleyenler aklımızdan sadece ve sadece şunu geçiriyor. “Yok birbirinizden farkınız” 

Tartışmalar arasında Bakırköy'le ilgili iki konu geçti onu da söyleyeyim bari. Florya'da Marmaray hattının geçtiği Kır Serdar Sokak'ta meydana gelen çökme nedeniyle bir haftadır trafiğe kapalı olan ve hem esnafın hem de vatandaşın büyük sıkıntı yaşadığı yolun durumu soruldu. 2 günlük işin bir haftadır yapılamadığı eleştirilerine karşılık, en azından alternatif yolların belirlenmesi gerektiği söylendi. Savunmada çok şey söylendi. Yok tüneldi, atık suydu falan derken sonuç olarak çalışmanın 20 gün daha süreceği belirtildi. 

Meclise gelen ve 2020’den beri yılan hikayesine dönen ve 2023’te yıkım kararı kesinleşen Askent Sitesi sakinleri tüm muhatapların orada olmasına rağmen muhatap bulamadıklarından dolayı şikayetlerini dile getirirken, Elektrik, su ve doğalgazlarının kesilmesine direnip engel olduktan sonra soluğu aldıkları mecliste yine muhatap bulamadıklarını söyledi. 

Alınan yıkım kararının belediye tarafından alınmadığını, bakanlığın topu Bakırköy Belediyesi’ne attığını bilen, kentsel dönüşüme de karşı olmadıklarını açık seçik beyan eden site sakinleri, sadece yaşlı, hasta, yatağa bağımlı sakinleri için, okula giden küçük çocukları için, ekonomik şartlarının taşınmaya uygun olmadığı için ve de bölge planları kesinleşmediği için en azından bir zaman istediklerini belirtiyor. Öncesinde belediyeye, devamında çevre ve şehircilik bakanlığı il müdürlüğüne giden ve cevap alamayan sakinler, oy verdikleri belediyeden sadece yanında olmalarını istiyor. Diyorlar ki, “Gelin gazetelere, televizyonlara birlikte demeç verelim, ne olacak bu vatandaşın hali diye sorun. Biz sizi bizi temsil edesiniz diye seçtik” diyor. Belediye bunu yapıp halkının yanında duracağına, Ak Parti'ye “Biz sizin çıkardığınız kanunu uygulama yükümlülüğümüzü yerine getiriyoruz” diyor ve haklı olarak olası bir deprem yaşanırsa, sorumluluk almak istemiyor. Buraya kadar belediyenin yaptığı da doğru ancak iletişim kurmayıp, birlikte çözüm aramayıp, ‘Biz de emir kuluyuz’ tavrı doğru değil. As Ken Sitesi sakinlerinin altyapı hizmetlerini kesmeye gelen yetkililere direndikten sonra aldığı izni, iletişim kurarak verseniz, yapılması gereken karşısında inisiyatif almaya hazır olan vatandaşı kendi lehinize yönlendirseniz ve yatağa bağımlı bir iki komşunuzu hani slogan haline getirdiğiniz, ‘Evimiz Bakırköy’ün bir köşesinde çözüm bulunana kadar medyaya haykıra haykıra misafir etseniz daha doğru bir yaklaşım yahut parayla yapamayacağınız bir reklam olmaz mı? 

İşte bu kadar… Mart ayı ikinci toplantısı iftara kadar bu tür muhabbetlerle vakit geçirirken, iftar arası verilen molanın ardından 15 dakikada gündem maddeleri okundu ve bitti… 

Oldu o zaman iyi günler…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *