
Bülent Ersoy: Lüksün, gösterişin ve gerçek sanatın yürüyen tanımı!

Düşünün… İstanbul’da 28 daire. Üstüne ultra lüks 4 villa. Antalya Fethiye’de benzin istasyonu, 30 metrelik yat, İstanbul’da bir sauna işletmesi ve kiraya verdiği vinçler ile dozerler… Evet, yanlış duymadınız: D-O-Z-E-R! Başka sanatçılar albüm satışlarından geçim derdindeyken, Bülent Ersoy adeta bir iş insanı gibi Türkiye’nin dört bir yanına yatırımlarını yaymış durumda. Kimse kusura bakmasın ama bu kadın resmen “Bülent Ersoy Holding” olmuş.
Diva’nın Mal Varlığı:
Forbes Listesini Zorlar
İnsan ister istemez düşünmeden edemiyor: “Yahu bu kadın ne zaman bu kadar mülk aldı? Biz bir evin kredisini ödeyemiyoruz, Bülent Hanım ilçeleri satın almış resmen!” İstanbul’da 28 daire nedir? Bu kadar daireyi bırakın yaşamayı, sayarken bile yorulur insan. Hadi o da yetmedi, 4 tane de villa varmış. Üstelik “ultra lüks”! Yani “lüks” değil, onun da üstü. Bu villaların bahçesinde flamingolar falan geziyor olabilir, kim bilir?
Antalya Fethiye’deki benzin istasyonu ise işin cilası. Diva, sadece sahnede değil, pompa başında da yıldız. Düşünün bir: “95 mi alırsınız, 98 mi canım?” diyen biri varsa, o da Bülent Hanım’dır. “Benzin istasyonu olan diva” tanımını dünya tarihinde ilk kez duyuyoruz. Ve elbette, 30 metrelik lüks yat… Herkesin Instagram’da “günübirlik tekne turu” story’leri attığı bir dünyada, Bülent Hanım “yatıyla” yaşıyor.
Ve durun daha bitmedi. Fenerbahçe’de sauna işletmesi de var. Bülent Hanım belki de bazı geceler, saunada müşterilere “Gülizar” adlı şarkısını fısıldıyordur, belli mi olur? Üstüne bir de kiraya verilen vinçler ve dozerler… Gerçekten de başka bir evrende yaşıyor. Hatta şöyle diyebiliriz: “Bülent Ersoy, inşaat sektörünün şaşalı sesi!”
Diva olmak kolay değil
Şimdi bir düşünün… Bu kadar taşınmaz, araç, iş yeri ve yatırım yapan bir sanatçı sadece sesiyle değil, zekasıyla da dikkat çeker. Çünkü Bülent Ersoy sadece mikrofon tutmamış, aynı zamanda piyasayı da çok iyi okumuş. Bir elinde mikrofon, diğer elinde müteahhitlik ruhsatı!
Sahne kıyafetleri desen ayrı bir ekonomi. Bülent Hanım bir elbiseye küçük çaplı bir ilçenin yıllık bütçesini harcayabiliyor. Saç, makyaj, tırnaklar, kürkler… Hepsi birer sanat eseri. “Minimalist moda” akımını duymamış, zaten duysa da “O ne öyle fakir işi?” der geçer.
Mizahın Altında Ciddi Bir Zeka Var
Şakası bir yana, bu mal varlığı Bülent Ersoy’un sadece sahnede değil, iş dünyasında da ne kadar güçlü bir figür olduğunu gösteriyor. Magazin programlarında sürekli “Bülent Ersoy ne giydi, ne dedi?” diye konuşulurken, kimse onun bu kadar akıllı yatırımlar yaptığına dikkat etmiyor. Belki de biz onu sadece sahnede alkışladık ama o sahne dışında da bir imparatorluk kurdu. Ve bunu, hiç kimsenin görmediği kadar zarafetle yaptı. Kendisiyle ilgili yapılan esprilere çoğu zaman gülerek karşılık verdi. Bazen sert çıktı, ama hiçbir zaman sesini kaybetmedi. Çünkü onun sesi, onun en büyük gücüydü.
Gerçek Bir Sanatçı
Bülent Ersoy’un sesi, Türk Sanat Müziği’nin duvarlarına altın harflerle kazınmış bir mirastır. Onun söylediği bir şarkıyı dinlediğinizde, sadece o notaları değil, onun yaşadığı acıları, mücadeleleri ve aşkları da duyarsınız. Çünkü Bülent Ersoy sadece şarkı söylemiyor; o her notada kendini yeniden var ediyor.
Türk müziği onunla başka bir seviyeye taşındı. O sahnede sadece bir sanatçı değil, bir ikon. Bir diva. Ve her şeyden önce; cesur bir kadın. Hayatının büyük bir bölümünü toplumun ön yargılarıyla mücadele ederek geçirdi. Ama pes etmedi. Yasaklar, linç kampanyaları, ötekileştirme… Hepsine rağmen dimdik ayakta kaldı.
O yüzden, bu mal varlığı sadece maddi bir zenginlik değil. Aynı zamanda “ben yılmadım” diyen bir kadının onur madalyasıdır. Yıllarını verdiği sanatının karşılığıdır.
Son Söz: Ne Sahne Ne Şirket – O Bir Efsane
Bülent Ersoy’un yatı, villasından daha büyüktür belki ama onun sanatçılığı, tüm bu mal varlığından daha büyüktür. Çünkü yatlar karaya oturabilir, daireler satılabilir, ama onun sesi – o efsanevi sesi – asla unutulmaz.
Onun hakkında ne kadar espri yapılırsa yapılsın, Bülent Ersoy hem halkın gönlünde hem de Türkiye sanat tarihinin en özel yerinde duruyor. Kimi zaman şaşırtır, kimi zaman güldürür, kimi zaman da ağlatır… Ama her daim hayran bırakır.
Bir sanatçının ömrü şarkıları kadar uzundur derler… Bülent Ersoy’un ömrü ise sesinin yankılandığı her kulakta, her kalpte yaşamaya devam edecek.