Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
9°
Ara

Beylikdüzü büyüledi!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Beylikdüzü büyüledi!

CHP Lideri Özgür Özel'in her çarşamba günü İstanbul'un bir ilçesinde düzenlediği gece mitingleri sürüyor. Geçtiğimiz çarşamba günü de Beylikdüzü'nde şahane bir miting yapıldı. İnsanların demokratik haklarını kullanarak barışçıl bir gösteri içinde adalet arayışında bulunması gerçekten çok güzel. Orada hem siyasi bir hava hem barışçıl bir atmosfer hem de bir dayanışma duygusu söz konusu. Bu anlamıyla Beylikdüzü'nde de böyle güzellikleri sık sık görme fırsatı bulduk.Ama en önemlisi Beylikdüzü Mitingi'ne Ekrem İmamoğlu'nun yolladığı mektuptu. İmamoğlu, Beylikdüzü için özel bir isim. İçinde bulunduğumuz süreçte de Türkiye için özel bir hale geldi. Bu köşede daha evvel İmamoğlu'nun çok sayıda mektubuna yer verdim bugün de öyle yapalım ve İmamoğlu'nun Beylikdüzü'ne gönderdiği mektubu paylaşalım istedim;

Önünüze bir hedef koyun!

“Projeleriyle, planlarıyla, meydanlarıyla beni çalıştıran, bana öğreten, beni yetiştiren okulum. Sen çok güzelsin, çok vicdanlısın, çok vefalısın. Bana yoldaşlık ediyorsun. Adım atmadığım sokağın kalmamış Beylikdüzü. Beni evlerinde ağırlayan, sofralarına kabul eden kardeşlerim… Bana kazandırdığın dostlarla, arkadaşlarla bizi bir ekip yapan, takım yapan Beylikdüzü… Bizi eğittin, bize öğrettin, bizi büyüttün. Önümüze bir yol, bir hedef koydun. Bize hizmet etmeyi öğrettin. Siyasetin partizanlık değil, hizmet aracı olabileceğini burada birlikte kanıtladık. Hiç kimseyi ayırmadan, yoklukta dayanışmayı, varlıkta adil paylaşmayı, el ele verip bir şehri beraber kalkındırmayı burada birlikte başardık. Beylikdüzü’nde ayrımcılığı elimizin tersiyle itip, el ele verip, dayanışmanın, refahın, kalkınmanın mümkün olduğunu hep gösterdik birlikte.

Buraya sahip çıktınız

Çıktığımız yolda bizi yalnız bırakmadın. Arkadaşım, dostum, kardeşim Mehmet Murat Çalık’ı da bağrına bastın. ‘Bu yol uzun’ dedin. ‘Heyecanım yüksek’ dedin. ‘Gençliğim var’ dedin benimle birlikte. Buradan haykırdık hep beraber. Şimdi biz, kardeşim Mehmet Murat Çalık’la Silivri zindanından yine birlikte haykırıyoruz; ‘Yolumuz uzun, heyecanımız yüksek, gençliğimiz var. Biz; adalete susamış, demokrasiye inancı tam Türk gençliğiyiz.’ Seninle başladığımız yolda, çoğalarak büyüyoruz Beylikdüzü; kararlılıkla yürüyoruz. Tarihi bir yerde, tarihi bir akşamda yine hep birlikteyiz. Aramızdaki duvarların, demir parmaklıkların hiçbir hükmü yok. Ben de sizinle birlikte Yaşam Vadisi’nin o temiz havasını soluyorum, o tatlı esintisini hissediyorum. Beylikdüzü Yaşam Vadisi, İstanbul’da gerçekleştirdiğimiz büyük değişimin simgesidir. Ranta, betona dayalı bir israf düzenine karşı ilk adımı yıllar önce, bu kadar büyük bir alanı betona kurban etmeyip, halkın kullanımına açarak göstermiştik. Sizler, bu vadiye ve halkçı anlayışımıza sahip çıktınız ve hep benim yanımda oldunuz. Hepinize çok teşekkür ediyorum.

Hep birlikte çoğaldık


Yalnız benim değil, ilk günden beri birlikte yol ve kader arkadaşlığı yaptığımız, sevgili Mehmet Murat Çalık Başkanımızın da yanında oldunuz. Önce bütün İstanbul katıldı bize. Dayanışmanın, kalkınmanın, refahın kenti olması için bütün İstanbul katıldı yolculuğumuza. Neler atlatmadık ki hep birlikte. Kovid günlerinden geçtik. Tüm İstanbul, hep beraber dayanışmanın öncüsü olduk. Ekonomik krizlerde birlikte, omuz omuza verdik. ‘Askıda Fatura’dan kreşlere, ‘Bölgesel İstihdam Ofisleri’nden burslara, yurtlara, annelere ücretsiz ulaşım sağlayan ‘Anne Kart’tan gençler için kütüphanelere, emekliler için pazar desteklerinden kent lokantalarına; bu ülkeyi yoksullukta eşitleyen, bir avuç zengine, ülkenin tüm servetini transfer edenlere inat, ayrıyı gayrıyı bitirdik, omuz omuza verdik. Dayanıştıkça büyüdük, hep birlikte çoğaldık.

Umuda karşı kumpas

Her yağmurda teslim olduğumuz sellerde canlarını veren İstanbul’u, altyapısıyla modern bir şehir kıldık. Yalanı, talanı, israfı bitirdik; İstanbul’a hizmeti getirdik. Meydanlarıyla, parklarıyla, ecdadımızdan emanet mirasıyla İstanbul’u baştan aşağı değiştirdik. Metrolarıyla, vapurlarıyla konforu getirme yolculuğuna çıktık. İhanetlerini saklayamadıkları İstanbul’a gururu getirdik. Dayanışmayı, kalkınmayı, refahı getirdik. Beylikdüzü’nden başlayan umut, önce İstanbul’u sardı, sonra İstanbul’un enerjisi tüm vatana yayıldı. Korktular Beylikdüzü… Çok korktular. Umutlanan bir milletten, geleceği için heyecanlanan bir milletten çok korktular. Milletin umudunu bitirmek, hayallerini kırmak için kumpaslara giriştiler. Beni, arkadaşlarımı, kardeşim Mehmet Murat Çalık’ı yolumuzdan alıkoymak için oyunlar planladılar, pervasız ve mesnetsiz kumpaslar kurdular. Beni yolumdan alıp, milleti korkutup, sindirip, diz çöktürüp bozuk düzenlerini, zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapan vahşi düzenlerini korumak için her yola başvurdular.

Millet sandığı istiyor

Ben, Silivri’deki hücremde dimdik ayakta, sizden aldığım güçle; milletin makus talihini yenme kararlılığımdan aldığım enerjiyle, görevimin başındayım. Güçlüyüm; çünkü sinmeyen, korkmayan, diz çökmeyen bu millet bana güç veriyor. Umutluyum, heyecanlıyım; çünkü genç evlatlarımız kaderlerini ellerine alıyor. Cesurum; çünkü genciyle, yaşlısıyla, kadınıyla, erkeğiyle, Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Arap’ıyla bütün bir millet birleşiyor. Her inançtan, her görüşten insanımız birleşiyor. Millet; adalette birleşiyor, vicdanda birleşiyor, ortak gelecek, ortak kaderde birleşiyor. Millet, korkunun değil, yeni bir hayatın doğum sancısıyla ayağa kalkıyor. Millet, adalet ve demokrasi devrimi için ayağa kalkıyor. Millet, kaderini bir avuç muhterisin iktidar hırsına teslim etmeyeceğini haykırıyor. Millet, kaderini eline almak, istikameti bizzat çizmek için iradesini ortaya koyuyor. Umutla, heyecanla, kararlılıkla ayağa kalkan milletin önünde hiç kimse duramaz. Millet, sandığı önünde istiyor. Bu kararın önünde kimse duramaz...”


 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *