Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Parçalı bulutlu
9°
Ara

Alaylı müteahhit olmamalı

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Alaylı müteahhit olmamalı

Deprem mi öldürür yapılar mı? Diye bir soru sorsam, soruma ülkenin yüzde doksanı yapılar cevabını verecektir. Yapıların yanında bizi öldürecek şeyler; bilinçsizlik, paniklemek, ne yapacağımızı ve nasıl davranacağımızı bilmemezlik diye sıralarım. Herkesin bildiği üzere deprem kuşağı bir coğrafyada yaşıyoruz ve depremin gerçeğimiz olduğunun farkındayız. Bunun bilincinde olduğumuz halde depremden neden korkuyoruz?

En küçük bir sarsıntıda elimiz ayağımız birbirine dolanıyor. Bir panik havası bir kaos bastığımız yeri göremiyoruz. Ne yapacağımızı şaşırıyoruz. Hepimiz deprem çantaları hazırlandık mı? 1999 depreminden sonra hepimiz bilinçlenmedik mi? Depremden korunma eğitimleri almadık mı? Deprem bilimcileri hocalarımızın tavsiyelerini dinleyip kendimizi depreme hazırlamadık mı? Değil! Sağ kulağımızdan giren sol kulağımızdan çıkıverdi. 

Deprem anında Bulgaristan’da bir otelde toplantı halindeydim. Oturduğum koltuk iki defa ileri geri gitti geldi. Ve masada bulunan insanlarda en küçük bir panik havası yaşanmadı. Herkes sakin bir şekilde sarsıntının bitmesini bekledi ve merdivenleri kullanarak otelin dışına çıktık. Korku yok, panik yok, of puf ve feryat figan yok. Herkes deprem olduğunun farkında ve sakin bir şekilde sarsıntının bitilmesiyle otelin bahçesine güvenli bir yere çıktık.

Bulgaristan diye bir ülke, Avrupa birliği üyesi olmasına rağmen bizim ülkemizden kat be kat geri ve gelişmemiş bir ülkeden bahsediyorum. Nereden bakarsanız bakınız Bulgaristan’ın bir Türkiye olabilmesi için elli yıla daha ihtiyacı var. Ona rağmen bilinç var bilgi var. Bizim Profesörlerimiz gibi her kafadan bir ses çıkmıyor.  Depremde nasıl davranmasını gerektiğini biliyorlar. 

Bizim ülkemizde en küçük bir sarsıntıda televizyonlarda her kanalda deprem bilimci bir profesör var. Sabahtan akşama kadar bizlere deyim yerindeyse vaaz veriyorlar. Birisi diyor ki; "özellikle İstanbul yerle bir olacak 9 üzerinde depreme hazır olunuz." Diğeri diyor ki; "1999 depremiyle fay hattı kırıldı İstanbul’da 7 üstü şiddetinde deprem olmayacak." Buyurun buradan yakın deprem bilimcilerimiz bile tutarsız. Kime inanacağız kimin söylediğine güveneceğiz. 

Her şeyden önce tabii ki yapı güvenirliği çok önemli. Ülkemizde Avukat olmak için 4 yıl, doktor olmak için 6 yıl, öğretmen olmak için 4 yıl, mimar olmak için 4 yıl, gazeteci olmak için 4 yıl okul okumak gerekiyor. Avukat seni savunacak, doktor tedavi edecek, öğretmen öğretecek ve gazeteci yazacak. Fakat! Mimar tüm dünyayı inşa edecek neden? Çünkü bilimsel eğitimini alıyor. Bakınız Müteahhit demedim. İlk okul mezunu binlerce müteahhitler var. Devlete parayı bastırıp belgesini alan Müteahhit olursa tabii ki bina öldürecek. Mimarlık fakültesi bitemeyen Müteahhit olmamalı. Olay bu kadar basit. İşini layıkıyla yapanları gerçek anlamda bu sektörde çıraklıktan gelen Müteahhitlerimizi tenzih ediyorum. 

Parayı ver müteahhitlik belgesini al

Kanun diyor ki; Müteahhit olmak için üniversite mezuniyet şartı aranmamaktadır. 18 yaşını doldurmuş Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşları, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğü'ne başvurup, “Yeterlilik Belgesi” alarak müteahhit olabilmektedir. Okul yok, sınav yok, bilgi yok. Ben yazdım tepki sizden, bilmeyenler için bir anekdot olsun istedim. Sizin binalarınızı can güvenliğinizi emanet ettikleriniz kimlermiş bilin istedim. Ve ben bunu bilmeyen binlerce insanın olduğunun farkındayım. 


 

Öyle bir kitle yarattık ki; maddi gücümüzle her şeyin üstünden gelebiliyoruz. Doktor olmayanların hastane patronu olduğu, eğitimle alakası olmayanların özel okul açtığı, mimar olmayanların binalar inşa ettiği ve ekonomiyle alakası olmayanların ekonomist olarak ülke yönettiği zamanlardan geçiyoruz. Bunların hepsini toparladığımızda korkularımız ve panik ataklarımız gayet doğal. Ülkem adına ahir zaman dedikleri zaman bu olsa gerek.

Sağlıcakla…


 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *