Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
9°
Ara

Televizyonun aynasından bir toplum okuması

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Televizyonun aynasından  bir toplum okuması

Son dönemde Esra Erol’un sunduğu gündüz kuşağı programında yaşanan “Güldane ve Cuma” olayı, yalnızca bir televizyon programı anı değil, aynı zamanda toplumun vicdanında ve belleğinde büyük bir iz bıraktı. Skandala incileme başlatan RTÜK ise, bir medya tartışmasının kapısını araladı. Ama burada sormamız gereken soru şu: Biz izleyici olarak neyin parçası oluyoruz? Bu bir toplumsal farkındalık mı, yoksa acının ticarileştirilmesi mi?

RTÜK Nerede?

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), kamu yayıncılığı ilkelerine uygun yayın yapılmasını denetlemekle yükümlü bir kurum. Ancak böylesine tartışmalı olaylar karşısında kurumun tutumu çoğu zaman sessizlik oluyor. RTÜK’ün bu tür yayınlara müdahale etmemesi, ya da yalnızca sembolik para cezalarıyla yetinmesi, toplumu korumakta yetersiz kaldığı algısını doğuruyor.

***

RTÜK’ün görevi yalnızca reyting rekorları kıran programlara değil, toplumun psikolojik sağlığına da duyarlılık göstermek olmalı. Çünkü milyonlarca insanın izlediği bu programlar, sadece eğlence değil; aynı zamanda birer “toplum mühendisliği” aracı haline geliyor.

Her gerçek, yayınlanmalı mı? Her acı, ekranda sergilenmeli mi? Bu olaylar birer “gerçek hayat hikayesi” mi yoksa reyting için kurgulanan bir senaryo mu? Medya etiği soruları burada devreye giriyor. Kişilerin yaşadığı trajedilerin canlı yayında çözülmeye çalışılması, onları birer “televizyon karakteri”ne dönüştürüyor. Gerçek insanlar, gerçek duygular, ama kurguya hizmet eden bir atmosfer.

Son söz:

“Güldane ve Cuma” olayı, yalnızca bir televizyon programı içeriği değil; aynı zamanda toplumun duygu dünyasına, adalet arayışına ve medya okuryazarlığına ayna tutan bir vaka. Bu tür olayların reyting uğruna malzeme edilmesi, izleyici kadar medyayı yöneten kurumların da vicdan sınavıdır.

Eğer bu sınavdan geçmek istiyorsak, hem ekran karşısındaki bireyler olarak daha bilinçli izleyici olmalı, hem de RTÜK gibi kurumların daha etkin denetim ve müdahale mekanizmaları geliştirmesi gerektiğini unutmamalıyız.


 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *