Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
9°
Ara

Çatalca'nın kahve köpüğü ve gerçek gündemi

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Çatalca'nın kahve köpüğü  ve gerçek gündemi

Çatalca siyaset sahasında, beklenmedik bir tartışma yükseliyor: Vadi Kafe'nin kapatılması. Önceki dönemin kıymetli yöneticileri, sosyal medya platformlarında bu konuyu neredeyse bir memleket meselesi haline getirdiler. Mevcut Belediye Başkanı Sayın Erhan Güzel'in meclis kürsüsünden yaptığı "zarar ediyordu, başka bir vizyonla ilerleyeceğiz" açıklaması ise, bu kıvılcımı söndürmek yerine daha da alevlendirdi. Belediye yönetimine göre bu "kafeterya" kapatılıp başka amaçla kullanıma açılmasında bir sakınca olmadığı yönünde.

Ben de o meşhur Vadi Kafe'nin önünden geçmişte sayısız kez geçtim. Ancak itiraf etmeliyim ki, içeriye adım atmak hiç nasip olmadı. Ne zaman yaklaşsam, gözüm hep üst kata takılırdı. Orada, belediyenin en üst kademelerinden tanıdık simalar, adeta ikinci bir mesai mekanı haline getirmişlerdi. Sabahın erken saatlerinden akşamın geç vakitlerine kadar, o özel loca onların müdavimi olduğu bir köşeydi. Anlaşılan geçmiş dönem yönetimi için burası sadece bir kafe değil, aynı zamanda özel misafirlerin ağırlandığı, aileleri ile keyifli anılar biriktirdikleri "özel alan" niteliğine sahipti. Çatalca Halkı'nın da fiyatların uygunluğu nedeniyle fazlaca tercih ettiği, oldukça rabet gören bir tesis olduğunu belirtmeliyim. Ancak yönetimin AK Parti'den CHP'ye geçmesinin ardında, hükümet desteğinin de Çatalca'dan el çekmesi sonucu bazı mali sıkıntıların baş göstermesi ile belediye yönetimi tasarrufa gitmeyi tercih edip, Vadi Kafe'nin zarar ettiğini belirterek geçici olarak kapatılması yönünde karar verdiklerini paylaştılar.

Zarar ediyor!

Erhan Güzel yönetimi, kafe vasfıyla zarar edilen mekanın, gerekli tadilatlardan sonra üst katı kadınlar için sosyal tesis, alt katı ise davet salonu tarzında kullanılmak üzere hizmet vereceklerini söyledi. Ancak eski yönetimin bazı saygı değer temsilcileri, bu durumu kamuoyuna bambaşka bir şekilde sunuyorlar. “Bizim eserlerimize sahip çıkmıyorlar” “bizim vizyonumuzu değiştiriyorlar” hatta “isimlerimizi siliyorlar” gibi sitem dolu ifadelerle eleştirilerini yükseltiyorlar. Acaba onlar göreve geldiklerinde, parklardan, bahçelerden seleflerinin isimlerini hiç mi kaldırmadılar? Unutmayalım ki siyasetin doğasında bu tür değişimler kaçınılmazdır. Bugün Erhan Güzel'in yaptığına eleştiri getirenler, yarın koltuğa oturduklarında benzer tasarruflarda bulunabilirler. Bu, geleneğin bir parçasıdır.

Ancak asıl mesele, Çatalca'nın çok daha derin ve yakıcı sorunları dururken, bir kafe üzerinden koparılan bu fırtınadır. Neden aylardır Başakköy, Kalfaköy, Akalan ve Subaşı Mahalle Halkı'nın seslerine kulak vermiyorlar. Kamyon güzergahının değiştirilmesiyle isyan eden Başakköy, Kalfaköy, Akalan, Subaşı sakinlerinin ve bu güzergahı kullananların şikayetlerine çözüm bulacak bir öneri ya da atılımda bulunduğunuza henüz şahit olmadık. İnsanlar güçlerinin yettiğince seslerini duyurmaya çalışıyor, diyorlar ki kamyon gürültüsünü, yolların köstebek yuvasına dönmüş olmasını geçtik, can güvenliğimiz tehlikede çare bulacak yetkili arıyoruz diye isyan ediyorlar. Diğer taraftan Çatalca merkez trafiğinin kangren olmuş sorununa çözüm üretecek o hayati trafik sirkülasyon projesi neden hala hayata geçirilmiyor? İşte bu can alıcı sorulara karşı sessizliğinizi korurken, bir kafenin rengi değişse, bir tesisin kapısına kilit vurulsa kıyameti koparıyorsunuz. Bu nasıl bir öncelik sıralamasıdır?

Değerli arkadaşlar, gelin, bir an olsun bu “kahve köpüğü” tartışmasını bir kenara bırakalım. Çıkın ve Çatalca'nın gerçek gündemine odaklanın. Neden hala o ölümcül kamyon trafiği mahallelerimizin içinden geçiyor? Neden İBB'nin de aynı siyasi çizgide olduğu bir dönemde, bu soruna kalıcı bir çözüm bulunamıyor? Gelin, Sayın Erhan Güzel'i bu ve benzeri konularda birlikte sorgulayalım, çözüm önerileri sunalım. Hatta genel çerçeve de iktidarda olan bir partinin meclis üyeleri olarak hükümete şu sorunları iletseniz ve çözüm için ricacı olsanız hiç fena olmaz. Hem Çatalca için çözülemeyen yol sorununu muhalefette bile olsak çözdük diye mecliste anlatacağınız yeni bir hizmet daha olur. Her belediye meclisinde beş yıl boyunca yaptıklarınızı sayıyorsunuz, onlar ezberimiz de. Yeni bir hizmet duymak herkese iyi gelecek. Şunu belirtmeliyim ki Çatalca Halkı beş yıl süresince yaptığınız tüm hizmetlerin farkında, çok önemli eserler bırakıldığınızın bilincinde ve sizleri takdir ediyorlar. Fakat artık yeter! Her fırsatta yaptıklarınızı tek tek saymanız sıkmaya başladı. Ve henüz bir yılını yeni doldurmuş bir yönetimle sizin beş yıl süresinde yaptığınız hizmetleri kıyaslamanız, değerlendirme ölçeği olarak kullanmanız pek adil olmuyor.

Evet, Sayın Güzel mecliste bir yıllık icraatlarını anlatıyor. Siz de elbette (beş yıllık yaptıklarınızı ölçü olarak göstererek) sonrası eleştirilerinizi dile getireceksiniz. Ancak yapılan bazı değişiklikleri "yanlış" olarak nitelendirmek yerine, daha yapıcı bir muhalefet anlayışıyla, Çatalca'nın çıkarlarını göz önünde tutarak daha iyisini nasıl yapabileceğinizi konuşsanız. Unutmayın, bugün eleştirdiğiniz değişiklikleri, yarın siz göreve geldiğinizde daha farklı bir vizyonla yeniden şekillendirebilirsiniz.

Tekrar ediyorum, hiçbir belediye başkanı yönettiği ilçeye bilerek zarar verecek bir hizmette bulunmak istemez. Görevinin sonunda halk çıkar ve karnesini verir. Ancak bu, muhalefetin suskun kalması anlamına gelmez. Aksine, güçlü ve yapıcı bir muhalefet, iktidarın daha iyi hizmet üretmesi için en önemli itici güçtür. Saygı değer eski yöneticiler bugünün muhalif meclis üyeleri lütfen enerjinizi ve tecrübenizi, kişisel polemikler yerine, Çatalca Halkı'nın gerçek sorunlarına odaklanarak harcayın. Aldığınız oyların hakkını, işte o zaman en iyi şekilde vermiş olursunuz. Çatalca'nın kahve sohbetlerinden daha fazlasına ihtiyacı var; çözüme, iş birliğine ve ortak akla ihtiyacı var.

Siz kafenin farklı amaçla kullanımına ya da kapatılmış olmasına takılmışsınız, amaçsız bir algı yaratma derdindesiniz. Ancak benim hesabımı karıştıran, siz muhalefet kanadının da belki de asıl üstünde durması gereken başka bir konu olmalıydı. Zarar ettiği ileri sürülüp kapatılan mekanın tadilatı, dekorasyonu, iç dizaynı derken astarı yüzünü geçer mi, sosyal tesis iken personel giderinden, kullanılan gıda ürünlerinin maliyetinden tasarruf edeceğiz derken yapacağınız tadilat masrafları boyunuzu aşar mı? Halkın parası yanlış kar-zarar hesaplarıyla heba olmasın. Hani Millet Bahçesi'ndeki bir havuzun temizlenmesi, bakımı dudak uçuklatıcı rakamlara yapılıyorsa, mekan tadilatının hesabını ben yapamıyorum. Para halkın olunca birde imkanlar kısıtlıysa, harcama yapılacak işlerin ince elenip sık dokunması gerektiği düşüncesindeyim. Halka hesap verilebilirliği adına kaynaklar doğru ve gerekli işlerde değerlendirilirse eğer hizmet amacına ulaşacaktır.


 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *