Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
9°
Ara

Kendine zaman ayırmak neden bu kadar zor?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Kendine zaman ayırmak  neden bu kadar zor?

“Vakit yok” cümlesini kaç kez kurduk bu hafta? Peki, kaç kez “kendime vakit ayıramadım” cümlesini kullandık? Gündem yoğun, işler bitmiyor, ekranlar hep açık. Ama belki de asıl mesele, kendimize ayırdığımız o sessiz, sade dakikaları önemsiz saymamız. Çünkü artık ‘yoğun olmak’, bir nevi başarı göstergesi. Oysa en çok ihtiyaç duyduğumuz şey bazen sadece durmak.

Gün bitiyor, yatağa uzanıyorsun, telefon elinde, gözlerin yarı açık… Bir yandan da düşünüyorsun: “Bugün ben ne yaptım?” İşte o soru, aslında bir şeyleri hatırlatıyor ama üstünü örtüp geçiyoruz genelde. Çünkü zamanımızı hep bir yerlere dağıtıyoruz. İş, mesajlar, haberler, yapılacaklar listesi ve hatta kimi zaman da boşa geçen görüşmeler ve gereksiz yere zaman alan insanlar... Ama kendimize? Pek yok.

Boş durmak, artık ‘verimsizlik’ sayılıyor. Sanki her an bir şey üretmek, paylaşmak, çözmek zorundayız. Yoksa geride kalırız, eksik oluruz gibi geliyor. O yüzden kendimize ayırdığımız o sade vakitler, ilk elenenler listesine giriyor. Gün içinde bir boşluk oluşsa bile hemen elimiz telefona gidiyor. Sessizlik, tahammül edemediğimiz bir şeye dönüşmüş durumda.

Ama şu da var: Kendimize vakit ayırmadıkça içten içe tükeniyoruz. Kimse fark etmese de biz fark ediyoruz. Daha sabırsız oluyoruz, daha çabuk sıkılıyoruz, her şey göze daha yorucu geliyor. Belki de o “her şeyden bıktım” dediğimiz anlar, aslında kendimize dönüp bir “nasılsın?” bile dememekten kaynaklanıyor.

Kendine zaman ayırmak bencillik değil, aksine en sade ve en zaruri bakım şekli. Çünkü kendini ihmal eden biri, bir süre sonra herkesi yorar. İnsan önce kendine iyi gelmeli ki başkasına da iyi gelebilsin. Üstelik bu zaman dilimi öyle uzun uzun saatler olmak zorunda değil. Belki sabah uyanınca beş dakika sessizce oturmak, belki bir yürüyüş, belki deftere içinden geçenleri karalamak… Ne olursa olsun, sadece sana ait küçük bir alan. 

Zaman hep vardı; ancak mesele birazını sonsuza kadar birlikte olacağın kişiye yani kendine saklamakta. Çünkü kendi içimize dönebildiğimizde, aslında ne kadar çok şeyi ıskaladığımızı fark ediyoruz. Bizimle birlikte olan ama göz ardı ettiğimiz küçük mutlulukları... Gözlerimizin önündeki detayları... Sadece birkaç dakika kendimize ayırarak, bunlara daha fazla yer açabiliriz. 

İçimize doğru yapacağımız küçük bir yolculuk, aslında bizden çok daha fazlasını geri getiriyor. Belki de sadece durmamız gerektiği için değil, kendimize yer açmak, içsel gürültüden arınmak için… Bu, bizi daha güçlü ve daha dengeli kılacaktır. Her şeyin ötesinde, kendine değer verdiğinde, hayat da sana değer verecektir.

İnsan kendine ne kadar uzaktır, bir bilsen”
Oruç Aruoba

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *