
Sıradışı siyasi an

Hiç şüphesiz büyük çalkantıların yaşandığı bir döneme girdik. Almanya penceresinden bakıyorum. Durumu bu kadar çalkantılı kılan şey, Atlantik İttifakı'ndaki derin ayrışma olsa gerek. 1945'de en ince ayrıntısına kadar tasarlanmış 'yeni dünya düzeni' bugün tüm kurumlarıyla çatırdıyor. ABD, 80 yıl sonra, Atlantik'in doğu yakasına ya 'kendi başının çaresine bak' ya da ‘parayı verirsen korurum‘ diyor.
* * * *
Prof. Dr. Kerem Alkin, geçtiğimiz günlerde, ‘Avrupa şu temel gerçek ile karşıya: ABD'nin önceliği artık kendi sınırları, kendi ekonomisi, kendi refahı; radarındaki bir numaralı hedef ise Çin olacak. ABD ortalama bir Avrupalı ailenin bir Amerikalı aileden daha iyi bir yaşam standardına kavuşmuş olmasını, Avrupa'nın savunma bütçelerini küçültüp 'kendi refahı'nın peşinde koşmuş olmasını artık içine sindiremiyor‘ diyordu. İsabetli bir teşhis.
* * * *
Peki, Avrupa tüm bunlarla nasıl başa çıkacak? Yine yaşadığım Almanya penceresinden bakıyorum. Almanya’nın adeta kendini yeniden icat etmesi gerekiyor. Peki nasıl? Almanya'nın dünya sahnesindeki başarısı, özellikle de ekonomik başarısı uzun süre üç temele dayanıyordu: Rusya'dan gelen ucuz enerji, ihracata dayalı bir ekonomik model ve güvenlik politikası sorumluluğunun ABD'ye devredilmesi.
* * * *
Yalnızca bu son derece avantajlı kombinasyon, çeşitli hükümetlerin ulusal savunma ve iç altyapıya yönelik yatırımları uzun yıllar ihmal etmelerini yol açtı. Artık o iş bitti, birinci sütun çöktü, diğer ikisi de tehlikeli bir şekilde sallanıyor. Yine de bir şey kesin görünüyor: Olası Şansölye Friedrich Merz, Almanya'yı farklı bir yöne götürecek. Hatta Angela Merkel'in 16 yıl yönettiği Almanya'ya bile benzemeyebilir.
* * * *
Çünkü Salı günü geçen yasama döneminden Alman meclisinin son oturumuydu. Ve gerçekten tarihi denebilecek bir oylamayla sonuçlandı. Gerçekten de Meclis'in aldığı karar tarihe geçecek bir karardır. Bunu vurgulamaya gerek yok. Rakamlar ve koşullar her şeyi açıklıyor. Engel aşıldı. Milletvekilleri, savaş sonrası tarihin en büyük borç paketini olanak tanıyan bir Anayasa değişikliğini üçte iki çoğunlukla kabul etti. Sıra dışı bir siyasi an.
* * * *
Sonuçta, Anayasa değişikliğine ilişkin oylamada 733 milletvekilinden 513'ü evet, 207'si hayır oyu kullandı. Çekimser kalan olmadı. Devasa paket ülkenin savunması, altyapının iyileştirilmesi ve iklimin korunması için para. Şu soru akla geliyor: İşe yarayacak mı? Gerçek şu ki: milyar Euroluk programlar tek başına daha fazla güvenlik veya daha iyi altyapılar getirmeyecek. Doğru kullanılmaları ve düzenli olarak yeniden ayarlanmaları gerekir.
* * * *
Ve şunlar da doğru; ‘Bazen değişimi mümkün kılmak için bir kriz veya dibe vurmak gerekir‘ Veya ‘Küçük çekişmelerin ardından ılımlı bir uzlaşmaya varmak yerine, büyük ve radikal bir atılım gerçekleştirmesi gerekir‘ denir. Veya ‘ İnsanlar çoğu zaman değişimin aciliyetini ancak başka çareleri kalmadığında fark ederler‘ denir. Almanya’nın da durumu bunlardan biri mi veya hepsi mi acaba? Ne olursa olsun büyük bir hamle yapıldı.
* * * *
Artık geri dönüş yok. Anayasa değişikliğinin yürürlüğe girebilmesi için 16 federal eyaletin temsilcilerinden oluşan Bundesrat tarafından da onaylanması gerekiyor. Hıristiyan Demokrat lider Friedrich Merz, büyük ihtimalle Nisan ayının sonuna kadar ve merkez sol Sosyal Demokratlar ile koalisyon hükümeti kurmayı hedefliyor. Her şey plana göre giderse, yeni meclis 23 Nisan'da onu şansölye olarak atamak için oylama yapacak.
* * * *
Avrupa'nın en büyük ekonomisinin en üst makamına gelecek olan Friedrich Merz, her açıdan muhafazakar- sosyal, mali, politik –yeni bir neslin simgesi değil. Merz'in ait olduğu savaş sonrası nesil, on yıllardır Almanya'yı yönetiyor. Yasa ve düzen siyasetini, göç konusunda sert bir çizgiyi savunuyor. Otorite ve düzeni seviyor. Doğru mu bilinmiyor ama bir TV ekibi onu gün boyunca takip ettiğinde, bir çalışana saçlarını taramasını tembihlemiş.
* * * *
Almanya şu anda Avrupa'daki hemen hemen her ülkeden daha güçlü bir şekilde değişen küresel politik dönemin zorluklarıyla karşı karşıya. Friedrich Merz için ‘değişime öncülük edecek bir siyasetçi‘ diyorlar. Sanırım Almanya’nın müstakbel şansölyesi Friedrich Merz, Almanya’yı hatta belki de kıtayı, bir çağ değişimi döneminde yönlendirecek. Sadece yeniden başlatmak için bile bir yönlendirmeye ihtiyaç vardır. Yaşayıp göreceğiz.