Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
9°
Ara

Fedakar anneler ve çocukları

YAYINLAMA:
Fedakar anneler ve çocukları

Bir çocuk, fedakâr bir anneye mi ihtiyaç duyar yoksa hayattan keyif alan bir anneye mi? 

Fedakâr insanlar için başkalarının iyiliği, mutluluğu ve ihtiyaçları önceliklidir. Fedakâr insanlar kendi isteklerini, ihtiyaçlarını ve beklentilerini göz ardı eder. Yani kişi, kendi ihtiyaçlarını ve duygularını ihmal eder. 

Fedakârlığı birçok alanda görebiliriz: Aile içi ilişkilerde, romantik ilişkilerde, arkadaşlık ilişkilerinde… Fedakârlık yaparak çoğu zaman başka insanlara yardım etmiş oluruz. Yüklerini hafifletiriz. Bu durum insani değerlerimizle de ilişkilendirilir. Fakat bazen olması gerektiğinden daha fazla fedakârlık yaparak kendi ihtiyaçlarımızı ve huzurumuzu geri planda bırakırız. Aşırı fedakâr olan biri, bir süre sonra mutsuz olmaya başlar. Tükenmiş hisseder. Öz saygısını yitirmeye başlar. Çünkü kişi sürekli olarak kendi ihtiyaçlarını yok sayar, kendisinden çok başkalarını düşünür ve başkaları için yaşamaya başlar. Sonunda ise kişiye hiçbir şey kalmaz. Burada bir dengenin olması gerekir. 


Fedakârlık kavramı ve annelik, birbiri ile ilişkili iki kavramdır. Aşırı fedakâr bir kadın anne olduğunda, bu inanç ve davranış biçimini olduğu gibi çocuğuna da geçirir.

Annelik, bir kadının hayatında çok özel bir parçadır. Anne olunca geçmiş öğrenmelerimizi, eksik kalan yanlarımızı ve bildiğimiz annelik modelini harmanlarız. Bunun sonucunda da öznel bir annelik deneyimi yaşamaya başlarız. Bir annenin çocuğuna değer vermesi, her şeyin en iyisine sahip olmasını istemesi oldukça normal bir durumdur. Ancak fedakârlık adı altında yapılan her şey, çocuk için bir yüktür. Bu durum çocuğun sağlıklı gelişimi için olumsuz etkiler yaratır. 

Bu davranış biçimine sahip biri herkesi memnun etmeye, mutlu etmeye çalışır. Belki sevilmeyi, onaylanmayı, takdir ve kabul görmeyi ancak fedakârlık yoluyla öğrenmiştir. Ve yine bu davranış biçimine sahip bir anne, kendi çocuğuna da bu davranışı geçirir. Fedakâr annenin çocuğu da böyle olur. Başkaları için yaşamayı öğrenir. Fakat bu yaklaşım, çocukta birçok psikolojik sorunlara da yol açar. Kendini gerçekleştiremeyen, kendi istek ve ihtiyaçlarını ikinci plana atan bir çocuk kendini yetersiz hisseder. Sevilmemekten, değersizleşmekten ve ezilmekten korkar. Aşırı fedakâr davrandığında kendisini değersiz hisseder. Ya da tam tersi, çocuk annenin bu yaklaşımını büyüdükçe reddeder. Annesi gibi olmak istemez. Fakat bu yaklaşımı uygulamadığında kendisini huzursuz hisseder. Bu sebeple, ne anneliğin ne de kadınlığın saygınlığı, toplumun onayıyla değil de ancak annenin kendiliğini koşulsuz sevmesiyle mümkün olabileceği unutulmamalıdır. 


 


 


 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *