Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
9°
Ara

Yoksullar yoksul kalır...

YAYINLAMA:
Yoksullar yoksul kalır...

90’lı yıllarda bir Neşe vardı reklamlarda, hatırlarsınız.

İşte bu Neşe’nin yıllardır bir türlü çözüm bulamadığı kepek derdi vardı.

Bu zor problemi şampuanla altı haftada hallettiler. Neşe kepeklerinden kurtuldu da hepimiz bir “oh!” çektik. Onun bile çaresi bulundu da şu ekonomiyi düzeltmenin çaresi bir türlü bulunamadı.

            ***

Bizim ekonomimizin anlatılmasında kullanılan ölçü birimi hep simit olmuştur. Asgari ücretle, emekli maaşı ile kaç simit alabileceğimiz ekonomimizin en büyük göstergesidir.

Yıllardır halka seslenmek ve ekonomiyi anlatmak gerektiğinde bütün liderler ellerinde simitle, simit-çay hesabıyla çıkar meydanlara...

            ***

Şöyle bir geçmişe doğru gittim. 1994 yılında Necmettin Erbakan’ın Antakya’da yaptığı bir konuşmasına denk geldim. Ekonomiyi yine simit üzerinden anlatıyordu; “geçen sene asgari ücret dokuz bin liraydı. Bir simit 1500, bir çay 1500 liraydı. Vatandaş, üç çeyrek simit, üç çeyrek çayla karnını doyuruyordu.

Şimdi simit oldu 2500 lira. Çay oldu üç bin lira. Peki, bağkur emeklisi ne yapacak? Ayda 560 bin lira alıyor. Elli sene çalışmış, çoluğu çocuğu var. Çeyrek simit bile alamıyor!”

Ne dersiniz, bizim ekonomik tablo yine çeyrek simit hesabına döndü mü?

            ***

Yine yakın bir geçmişe gidelim. 14 Mayıs seçimlerinden önce Aydın’da yaptığı bir konuşmada ne demişti AKP Genel Başkanı?

“Yeterrr! Söz milletindir. Bunlara öyle bir çakalım ki bir daha bellerini doğrultamasınlar!”

Belimiz doğrulmuyor sahiden.

Maaşı kuşa dönen emeklinin gözü kulağı bayram ikramiyesinde. Acaba kaç lira olacak? O kadar mütevazı halkımız var ki, fazlasında hiç gözü yok. İstemeye korkuyor.

İçlerinde, tek tük “bir maaş olsun bari” diyenler varken, “hiç olmazsa dört bin lira olsun” diyenlerin sayısı daha fazla.

            ***

Şimdi bir maaş ikramiye verseler, hepimiz şaşırırız, parayı nereye harcayacağımızı bilemeyiz! Hem zaten para harcamayı unutmuş milletin eline o kadar para verilir mi?

Tasarruf yapmayı düşüneceğimize, gideriz saçma sapan ihtiyaçlarımızı gidermeye çalışırız, bayram sofralarını etli, börekli, baklavalı mönülerle donatmaya kalkarız falan...”

Durduk yere şimdi enflasyon canavarını mı azdıralım?

Hem zaten nasıl oluyor anlamadık ama maaşlara daha zam yapılmadan enflasyon o kadar yükseliyor ki, zamlı maaş zamsız olandan daha çabuk akıp gidiyor cepten!

            ***

Bir yanda işsizlik var. Nasıl olmasın? Yıllardır siz büyük sanayi tesisleri açılışı gördünüz mü? Park, bahçe açılışları var. Devasa binaların temel atma törenleri var. Hiçbir şey olmasa, kavşak yaparlar yine de o açılışlarda toplanıp o kurdelayı keserler.

İşsizlerin yanında iş aramayanlar daha çok ancak onlar aramadıkları için işsiz sayılmıyor. Onun da sebebini söylemişlerdi:

“Kadınlar iş arayınca işsizlik rakamı yüksek çıkıyor!”

            ***

Bugün size bir şarkı armağan edeyim. Leonard Cohen sevenlere gelsin.

“Everbody Knows” adlı şarkı şöyle diyor;

“Herkes biliyor teknenin sızdırdığını / Herkes kaptanın yalan söylediğini biliyor / Herkeste bu kırık his var / Tıpkı babaları ya da yeni ölen köpekleri gibi... Herkes cebiyle konuşuyor / Herkes biliyor zarların hileli olduğunu, herkes atıyor çapraşık parmaklarıyla / Herkes savaşın bittiğini, iyi adamların kaybettiğini biliyor / Herkes kavganın durulduğunu biliyor  / Yoksullar yoksul kalır, zenginler zenginleşirler...”

            ***

Sevgiyle kalın

 

 

Yorumlar
F
Fazlı ALTUNTAŞ 1 ay önce
👍👍👍👍👍👍🤔🤔👋
BEĞENME
0
CEVAPLA