Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
9°
Ara

Çocuklarda ölüm kavramı

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Çocuklarda ölüm kavramı

Ölüm yaşam çizgimizde nihai bir sondur. Yetişkinler için bile anlaşılması ve dayanılması oldukça zorken, çocuklarla bu kavramı konuşmak ve paylaşmak çok daha zordur. Her çocuk bu konuya birbirinden farklı tepkiler verir. Bazen ölüm kavramıyla ilgili çok fazla soru sorabilirler bazen de hiç soru sormaz ve kaçınma eğilimi gösterebilirler. Bu sebeple ebeveynlerin bu konuda bilgi sahibi olması oldukça önemlidir. 

Küçük yaş grubundaki çocukların ölümü kavrayabilmesi, büyük yaş grubu çocuklara göre daha zordur ve daha az korkutucu bulurlar. 3 ile 5 yaş arası çocuklar, ölümü geri dönülen bir yolculuk olarak algılarlar ancak 5 yaşından sonra ölümün geri dönülmez bir son olduğunu yavaş yavaş kavramaya başlarlar. Bu anlam, çocuklar için oldukça korkutucudur. 10 yaş itibariyle çocuklar ölüm kavramını daha soyut biçimde algılamaya başlarlar. 

Özetle; 

Yukarıda da ifade ettiğim gibi, her çocuk için ölümü kavrayış farklı şekillerde olur. Bunun sebebi; çocukların yaş ve gelişim düzeyidir. 

3 yaş öncesi çocuklar ölümü anlayamazlar. Soyut düşünebilme becerisinden henüz uzak olan çocuklar için ölüm, ancak sürekli olarak çevrelerinde gördükleri bir kişinin ya da bir hayvanın birden yokluğu ile fark edilebilir. 

3-5 yaş arası çocuklar için ölüm kavramı belirsizdir. Bu dönemde ölümün kalıcı bir durum olduğunu kavrama yetisine henüz ulaşmamışlardır. Ölen kişinin geri geleceğini düşünürler. 

Ölüm haberi çocuklara nasıl verilmelidir? Örnek diyaloglar: 

Öncelikle çocuğa ölüm haberi verilirken zaman ve mekan oldukça önemlidir. Sakin bir yaklaşım ile sessiz bir ortamda çocuğa açıklamak gerekir. Ölüm haberi çocuğun yakını olan bir kişi tarafından verilmelidir. 

Ölüm haberi birden verilmemelidir. Çocuğu hazırlamak gerekir. Anlaşılır bil dil kullanılmalı ve belirsiz cümlelerden ya da kelimelerden uzak durulmalıdır. 

Ölümü açıklarken çocukların hayatlarından parçalarla somutlaştırarak anlatmak önemlidir. Örneğin ‘’Sana yaşamak kelimesinden bahsetmek istiyorum. İnsanlar yaşarken yürüyebilir, koşabilir ve zıplayabilirler. Ölen insanlar ise artık yürüyemez, koşamaz ve zıplayamazlar.’’ 

Özellikle hastalık ya da kaza sebebiyle gerçekleşen bir ölüm varsa bazı hastalıkların ve oluşan yaraların iyileşemeyeceğini ve o canlının ölebileceğini söylemelisiniz. Ancak burada dikkat etmeniz gereken çok önemli bir nokta var: Hastalık nedenini anlatırken çocuklar hastalanmaktan ve bunun sonucunda ölmekten korkabilirler. Hastalığa karşı aşırı bir kaygı geliştirebilirler. Ölüme neden olabilecek hastalığın çok daha farklı olduğu mutlaka belirtilmelidir. 

‘’Her canlının yaşamlarının başladığı ve bittiği bir süre vardır. İnsanların, hayvanların ve çiçeklerin yaşam süreleri birbirlerinden farklıdır. Mesela kuşlar birkaç sene, kelebekler birkaç hafta, kediler ve köpekler 10 sene yaşarlar. Bazen de bu süreler değişebilir. Bazı kediler 15 sene bile yaşayabilirler. Sağlıklı, yaralanmayan ve hastalanmayan kediler diğer kedilerden daha uzun süre yaşayabilirler. İnsanlar içinde böyle biliyor musun? Bazı insanlar 80 sene yaşarlar bazıları 40 sene yaşarlar. Tüm canlılar bir gün ölürler. Dünyanın her yerindeki canlılar için bu böyledir.’’ 

Çocukların ruh sağlığı için sakıncalı olabilecek ifadeler kullanılmamalıdır. 

Ölen kişinin uzun bir uykuya daldığı, 

Cennete gittiği, 

Toprağa gömülüp yok olduğu, 

Başkalarının davranışları yüzünden ölümün gerçekleştiği, 

Ölümün bir ceza olarak gerçekleştiği gibi ifadeler çocuklara kullanılmamalıdır. Bu ifadeler, çocukların kafasını karıştırır. Çocuklar uykudan korkabilir, Allah’ı cezalandırıcı bir otorite olarak görür ve kötü davranışlar sergileme riskleri oluşur. Buna ek olarak, çocuklar kendilerini suçlu, öfkeli ve sorumlu hissedebilirler. Bu durum çocukların psikolojik sağlığı açısından ciddi sorunlar yaratabilir. 

Son olarak; çocukların yaşanan bu kaybın acısından, yas sürecinden uzaklaştırılması doğru değildir. Yetişkinler gibi çocukların da acılarını paylaşmaya ihtiyacı vardır. Ancak yine çocukların yaşları ve gelişimleri göz önünde bulundurulmalı ve ona uygun yaklaşım sergilenmelidir. Okul öncesi dönemde olan çocuklar kaybettikleri kişi için resim yapabilir, yaptığı resmi boyayabilir ve saklayabilir. Özledikçe bunu tekrarlayabilirler. Bunun dışında, özellikle okul öncesi dönemde olan çocukların mezarlığa, ölen kişilerin yıkandığı yere götürülmesi sakıncalıdır. 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *