![yazar](https://www.damgagazetesi.com/uploads/users/avatar-1737367565.jpg)
Ortadoğu'da bitmeyen savaşlar
![Ortadoğu'da bitmeyen savaşlar](https://www.damgagazetesi.com/cropImages/760x/uploads/makaleler/2025/2/110-ortadoguda-bitmeyen-savaslar.jpg)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD ziyareti öncesi Ortadoğu'da haritanın yeniden çizeceklerini söylemesi üzerine tüm Dünyada gözleri yeniden bu bölgeye çevirdi.
1900 yılları başında Ortadoğu'da petrol bulunması 1948 yılında kurulan İsrail devleti bölgenin kaderin de belirleyici oldu. 2010'de Tunus'ta başlayan, daha sonra Mısır, Yemen, Libya, Cezayir, Suriye ve Ürdün'e sıçrayan bu ayaklanmalar Tunus, Libya ve Mısır'da rejim değişikliğine sebep olmuştu. Daha sonra bu ayaklanmaların arkasında Emperyalist ülkelerin olduğu ortaya çıkmıştı.
Osmanlı İmparatorluğu, 1914-1920 yılları arasında İngiliz, Fransız ve diğer Batılı ülkelerin kışkırtması, ayrıca Osmanlının iç sorunları yüzünden Ortadoğu'dan çekilmişti. Osmanlı İmparatorluğunun Ortadoğu'dan çekilmesi ardından kurulan ülkelerin kendi aralarında ve kendi içlerinde sürekli kargaşa ve savaşlar hiç bitmedi.
1900 yıllarında Ortadoğu'da bulunan petrol ile birlikte önem kazanan bölge için dönemin İngiliz lideri Churchill, 1936’da Avam Kamarası’nda “bir damla petrol, bir damla kandan daha kıymetlidir” demiştir. Dünyada petrole olan ihtiyaç ABD ve Avrupa'nın Ortaduğu ülkelerine odaklanmasını sağladı. Sadece Suudi arabistan'ın şu anda petrolden günlük geliri 1 milyar 200 milyon dolardır. Katar küçük coğrafyası ve 2 Milyonluk nüfusuna rağmen yıllık petrol ve gaz geliri yaklaşık 10 milyar doları buluyor.
2. Dünya savaşı ardından başta Almanya olmak üzere farklı ülkelerden Filistinlerin yaşadığı bölgeye Yahudilerin göç etmesi ile 1948 yılında kurulan İsrail devleti bölgenin kaderini değiştirmiş oldu. ABD'de bulunan güçlü Yahudi lobisi sayesinde İsrail menfati ve güvenliği için Ortadoğu'da çok sayıda ülke yönetimi darbe veya farklı yöntemlerler ile değiştirildi.
Amerika Birlerleşil Devletleri, yüksek petrol gelirlerinden dolayı adeta bir mafya gibi Ortaduğu ülkelerin başına çöktü. ABD yeni Başkanı Tramp, ilk yurt dışı ziyaretini Suudi Arabistan'a yapacağını açıkladı. Bunun üzerine Suudi Arabistan kralı ABD'ye 4 yıl boyunca 600 Milyar dolar yatırım yapacağını açıkladı. Tramp'ın Suudi Arabistan ziyaretinde bu yatırım miktarının daha da yükseltileceği konuşuluyor. ABD'nin Ortadoğu'da petrol zengini ülkeleri ''sizi koruyacağız'' sözleri ile her yıl milyarlarca dolar silah satışı, hazine bonosu ve yatırım adı altında haraç alıyor. ABD, bu ülkeleri ise İran'a karşı koruyacağını belirtiyor. Bu durumdan dolayı yıllardır neden ABD İran'a saldırmıyor ve ya müdahale etmiyor diye düşünebilirsiniz. Bunun tek sebebi petrol zengini ülkelere bir düşman yaratmak ve bulundurmak gerekiyordu. İran bunun için vardır. ABD,İran'ın bütün tehdit ve saldırganlığa rağmen neden müdahale etmediğini de anlamış oluyoruz.
Ortaduğu bölgesinde petrol ve gaz var oldukça bu bölgede bulunan ülkelerede savaş ve iç kargaşa devam edecek gibi görünüyor. ABD ve Avrupa'nın desteklediği İsrail'in güvenliği için de, İsral'in Filistinliler ve çevre ülkelere saldırısını desteklediği ve bu desteğin devam edeceğinide bilmemiz gerekir.
Önümüzdeki yıllarda Ortdağu'da değişen bir şeyler olur mu? Bu konuda pek iyimser değilim. Çünkü yaşadığımız güncel tarihte ekonomisi ve silah sanayisi güçlü ülkelerin Ortadoğu'da söz sahibi olarak belirleyici olduklarını bilmemiz gerekir.