Depremin çocuk üzerindeki psikolojik etkileri ve yapılması gerekenler
Sindirmenin hala zor, acıların hala taze olduğu 6 Şubat depreminin yıldönümüne yaklaşırken, depremin çocukların ruh sağlığı ve gelişimi üzerinde de derin izler bıraktığını ve yitirilen güven duygusunun tekrar onarılabilmesi için nelerin yapılması gerektiğinden bahsedeceğim.
Yetişkinlerde olduğu gibi deprem çocukların ruh sağlığı ve gelişimi üzerinde de derin izler bırakmaktadır. Çocuklar için korkutucu ve baş edilmesi zor olan bu travmatik yaşantının etkilerinin çocukta kalıcı hale gelmemesi ve çocuğun yerle bir olan güven ve destek duygusunun tekrardan onarılabilmesi için anne babalara büyük görev düşüyor.
Depremin çocuk psikolojisi üzerindeki etkisi
Depremin anlamı ve buna bağlı verilen tepkiler, her yaş grubu çocuk için farklı olmakla beraber bu farklılıkların sebepleri; çocuğun yaşı, gelişim dönemi, çocuğun mizacı, erken çocukluk deneyimleri, çocuğa bakım veren kişi ile kurduğu ilişkinin yapısı, ebeveyn tutumları, çocuğun duygu düzenleme becerisi, çocuğun depreme nasıl tanıklık ettiği (örn, depremi yaşamamış fakat medya aracılığı ile tanık olmuş), depremi nasıl yaşadığı, depremin süresi ve şiddeti gibi pek çok faktör çocuğun tepkilerini belirler.
Genel olarak deprem sonrasında çocuklarda görülebilecek belirtiler şu şekildedir:
- Korku ve kaygı şiddeti artabilir. Çocuk ebeveyninin yanından ayrılmak istemeyebilir. Sürekli kucakta olmak isteyebilir. Okula veya kreşe gitmek istemeyebilir.
- Ani ve yüksek seslere karşı aşırı korku tepkisi gösterebilir.
- Öfke krizleri, sık ağlama, aşırı hareketlilik, huzursuzluk, beslenme ve uyku düzensizlikleri, kâbuslar, aşırı strese bağlı kekemelik gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
- Çocuğun güven alanı sarsıldığı için alt ıslatma, parmak emme, tırnak yeme, biberondan beslenmek isteme, anneye yapışık olma gibi önceki gelişim dönemlerine ait tepkileri (regresyon) gösterebilir.
- Herhangi bir tıbbi sebebi olmayan karın ağrısı, baş ağrısı, mide bulantısı ve kusma gibi psikosomatik belirtiler ortaya çıkabilir.
- Çocuklarda İçe kapanma, yaşanan olay ile ilgili konuşmaktan kaçınma, sessizleşme görülebilir. Tam tersi olarakta çocuklarda sürekli yaşanan olay ile ilgili konuşmak isteme (özellikle okul çağındaki çocuklarda) görülebilir.
- Bazı çocuklar ise yukarıda yazılan belirtilerden hiç birini göstermeyebilirler.
Peki, çocuklara nasıl yardım edebiliriz?
- Öncelikle deprem sonrası çocukların yitirilen güven duygusunu yeniden onarmak ve kendilerini yeniden güvende hissetmelerini sağlamak gerekir. Ebeveynlerin kendi kaygı ve korkularıyla baş etme şekli burada oldukça önemlidir.
- Deprem ile ilgili görüntülere, konuşmalara ve haberlere çocuğun tekrar tekrar maruz kalmaması önemlidir.
- Çocuklar belirsizliklerden korkarlar. Bu sebeple depremin gök gürültüsü, fırtına gibi bir doğa olayı olduğu, nadir olarak ortaya çıktığını ve kalıcı olmadığını çocuğa açıkça söylemek önemlidir. Buna ek olarak yaşanan bu doğa olayında çocukların bir suçu olmadığını çok iyi anlamaları gerekir.
- ‘’Yaşanan depremden dolayı çok korktun, başımızdan üzücü bir olay geçti ama şimdi güvendeyiz ve ben senin yanındayım.’’ Gibi cümleler kurmak, çocuğun güven duygusunun güçlenmesini sağlayabilir.
- Çocuklara ‘’korkma, artık korkacak bir şey yok’’ gibi çocuğun duygusal ihtiyacını görmeyi reddeden tutum içerisinde olmamak gerekir.
- Çocuklarla yaşanan bu afet konuşulurken, çocuğun göz hizasına inerek, sakin bir ses tonuyla ve ellerini tutarak konuşulmalıdır.
- Çocukların sorularına basit ve doğru cevaplar verilmeli. Olan biten çocukların anlayacağı şekilde anlatılmalı.
- ‘’Bak insanlar bize yardım ediyor, bunların hepsi geçecek ve eski zamanlarımıza geri döneceğiz.’’ gibi bir cümle kurarak, hem çocuğa güven vermiş hem de böyle durumlarda insanlarla yardımlaşmanın öneminden çocuğa bahsetmiş olursunuz.
- Çocuklar kâbus görebilirler. Gece bir anda uyanıp ağlayabilir, bağırabilir, ya da titreyebilirler. Böyle anlarda telaş yapmadan çocuğa sarılmak ve ne gördüğünü anlatmasını istemek gerekir. Çocuğun duygularına eşlik edilmelidir. Çocuğun gördüğü kâbustan dolayı asla korkmaması gerektiği söylenmemelidir.
- Çocuklarla daha fazla vakit geçirilmeli ve oyunlar oynanmalıdır.
- Deprem öncesi gündelik yaşam ve alışkanlıklar nasılsa yeni yaşam altındaki koşulları olabildiğince eskilere benzetmek fayda sağlayabilir. Örneğin, yemek ve uyku saati gibi.
- Son olarak; gündelik yaşamın düzene girmesi, ebeveynlerin kendileri için de yardım istemesi, duygularını birileriyle paylaşması oldukça önemli ve koruyucudur.