Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Rain and snow
5°
Ara

Yaşamak daha zor...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Yaşamak daha zor...

Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, gerçekten yaşamak bu devirde böylesine zorken, ölmek bu kadar basit oldu. 

Yolda yürürken alakasız bir şekilde ölüyorsun, tatile gidiyorsun çoluk çocuk ölüyorsun, evinde oturuyorsun depremde ölüyorsun. Allah'ın işine karışılmaz. Ecel diyorsun ama, arkadaş bu kadar tedbirsizlikler ile acaba eceli de biz insanoğlu mu çağırıyoruz peki? 

Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel yangını, 21 Ocak 2025'te, evet teknolojinin böylesine geliştiği 2025 yılında meydana gelen trajik bir olay oldu. Otelin restoran katında başladığı düşünülen yangın kısa sürede büyüdü ve otelin ahşap yapısı nedeniyle hızla yayıldı. Ne yazık ki 76 kişi hayatını kaybederken, birçok kişi de yaralandı. Kayak tatili için otelde bulunan aileler (Çocuklar) ve bireyler bu elim olayda can verdi. Yangın sırasında bazı misafirlerin camlardan atlayarak kaçmaya çalıştığı, çarşafları bağlayıp sarkıtarak kaçmaya çalıştığı bir yangından bahsediyoruz. 

Herkes "Bunun siyaseti olmaz" diyor. Ama bakıyorsun birbirini suçlamaya da devam ediyor. İhmal var mı? İhmal olmaz mı? Tabi ki var! Ve her kim ki, bu ihmalde dahili var, cezasını en sert şekilde almalı. 

O senden, bu benden demeden, hangi kurum ise ihmale sebebiyet veren ve bu kadar evladın, bu kadar insanın tanınmayacak şekilde, DNA testi ile ancak kimlik tespiti yapılacak halde can vermesine sebep olan kurum, kişi ve kişiler cezasız kalmamalı. 

Ve şu an, sadece bu otelin değil, ülkemizdeki tüm otellerin yangın söndürme sistemleri, yangın merdivenleri ve afetlere karşı önlemleri açısından denetlenmesinin yapılması yönünde ciddi bir çalışma başlatılmalı. 

Otelin yiyeceği, içeceği, konumu, güler yüzlü personeli kriterleri artık bir kenara bırakılacak. Ve herkes kolayca ölmeyeceği otel tatili arayışlarına girecek. 

Ama görünen o ki öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, yaşamak için çok zorlanırken, ölmek te o kadar basitleşmiş bir zaman... 

Ve bazen diyoruz ki hiç evden ve güvenli alanlarımızdan çıkmadan mı yaşasak? Daha mı uzun yaşarız? 

Üzülüyoruz. Her gün üzülüyoruz. Ve üzülmek için sebebe gerek yok. Üzülmek için sebep aramaya gerek kalmıyor. Her gün topluca üzülmek için sebepler gözümüzü açtığımız gibi önümüze seriliyor. 

Ülkece her birimizin sayfalarında, hikayelerinde hep "İçimiz yanıyor." 

Peki bir tarafta can pazarı yaşanırken, diğer tarafta kayak yapanlar... Herkesin kendi insanlığı ama, onca acı yaşanırken o pistler kapatılsaydı.

Keşke, keşke... 

Son zamanların en meşhur kelimesi oldu, farkında mısınız?

Keşke! Yangın için tedbirler alınsaydı. Keşke binalar sağlam yapılsaydı.

Hep keşke!

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *