Cumhurbaşkanı olsam, kantinde tostu ucuzlatırım!
Ülkemizin şu günlerde iki önemli gündemi var.
Bunlardan birisi asgari ücret, emekliler ve çalışanlara yapılacak zam.
Ülkemizde açlık sınırı bir yana üç kurumun açıkladığı enflasyon oranları birbirini tutmuyor.
ENAG başka, TÜİK başka, İTO'nun İstanbul enflasyonu başka rakamlar buluyor. Neye göre hesaplıyorlar bilen ve açıklayan yok. Bunların oranları birbirlerini tutmuyor ve yakında olmayınca hiç birine güven duyulmuyor. Bir gerçek var. Karar verenler TÜİK rakamlarını baz alıyor.
Ancak onun belirlediği oran üzerinden zam yapılmıyor. TÜİK enflasyonu yüzde yüzde 44.38, ENAG %83.40 olarak açıklandı. Piyasaya bakılında ENAG’ın açıkladığı oran daha doğru gibi görünüyor.
Gelelim emekli ve çalışanlara yapılacak zamlara.
TÜİK enflasyonu yüzde 44.38. Asgari ücretle çalışanlara verilen zam yüzde 30.
SSK ve BAĞ-KUR emeklilerine verilen zam 515.75, memur ve emeklilerine verilecek zam oranı ise yüzde 11,54 olarak açıklandı.
Şimdilerde bu durum Parlamentoda görüşülecek ve oranlar artırılacak hatta refah payı ve resen fark olabilir, hatta Cumhurbaşkanımız geçtiğimizde yapılan zam oranındaki eşitliği sağladığı gibi burada da yapabilir hat ta, “Benden de bu kadar ilave yaptım” diyebilir diye bir beklenti var.
İyi de bu duruma ne gerek var madem TÜİK'in enflasyonu uygulanıyor o zaman o oranda zam neden yapılmıyor?
Cumhurbaşkanı olsam...
Televizyon ve gazetelerde isimlerinin önünde bazı harfler olup ta yorum yapanları hepimiz biliyor ve izliyoruz. Bunlar bir televizyon programında, “Cumhurbaşkanı olsam okullardaki kantinlerde tost fiyatını indiririm” diyen bir öğrenci kadar ekonomik durumu anlatamadılar.
Bu lafı Halk TV’de Serhan Asker’in sunduğu Görkemli Hatıralar programında bir kız öğrenci söyledi. Serhan Asker o programda çocuklara yer veriyor ve onlara, “Ne olmak istiyorsunuz olduğunuzda da neler yapmak istersiniz” diye sorup sonra onlara kitap hediye ederek kitap okumaya teşvik ediyor. Bu bölüm daha önceki yıllarda rahmetli Barış Manço’nun yaptığı programlara benzese de, ilgi ille izleniyor ve çocuklar özgür ifadelerini kullanarak düşüncelerini dile getiriyor.
İşte bu programların birinde bir kız çocuğu, “Ben Cumhurbaşkanı olmak istiyorum. Olursam da okullardaki kantinlerde satılan tost fiyatlarını indiririm” dedi.
Şimdi buyrun bakalım. O kız çocuğunun özlemine bakar mısınız?
O kız çocuğunun velisi, emekli midir, asgari ücretli midir, kirada mı oturuyorlar bilmem ama, tosta hasret kalma, tost yeme arzusuna bakar mısınız? İsminin önünde bazı harfler olan akademisyenler ve halkımızın vekilleri lütfen bu durumu göz önüne alın ve ellerinizi vicdanınıza koyarak karar veriniz.
Diğer konu
Ülkemiz gündeminde olan diğer konu ise DEM’in Apo'yu ziyaret etmesi ve bu ziyaretlerini partilere anlatması görüşmeleri sürüyor. OPO’nun anlattıklarını kısaca kamuoyuna duyuruldu. “Ben yardımcı olurum” diyor. Bu lafı 1999 yılında Kenya’dan getirilip gözü açıldığında da söylemişti.
Cumhurbaşkanımız, “Ya silahlarını gömerler, ya da silahları ile gömülürler” diyor Bu ve benzer laflar daha önce de söylendi. Sınırda mahkemeler kuruldu, o günlerde hendek savaşları oldu ama silahlarını gömüp teslim olanlar olmadı.
Terörle mücadele edenler ve onların yöneticileri özellikle Milli Savunma Bakanlığımız zamanla açıklamalar yapıyor, “Falan yerde şu kadar terörist etkili hale getirildi” deniliyor. Ancak bu açıklamalara baktığımızda etkisiz hale getirilen teröristler hep sınırlarımız dışında. Yine yöneticilerimiz ülkemizde terörist kalmadı ya da sayılarını vererek çok az olduğunu belirtiyorlar. Hatta bazı açıklamalarda ülkemizdeki teröristlerin etkin mücadele sonrasında dikiş tutturamayıp PYD ve YPG’ye kaçtıklarını ve onlara karıştıklarını belirtenler de var. Bu etkin bur durum ve ülkemizden temizlenmeleri elbette gurur verici.
Şimdi Suriye’de yönetim değiştiğine ve ABD’nin tırlar dolusu silah verdiği ve güney sınırımıza yakın yerlerde bulunan sayılarının oldukça fazla olduğu belirtilen bu gruplar ne olacak? Suriye de önce Caloni olarak tanıdığımız ve sonrasında Ahmet El Şara olan yeni lider de bu gruplarla mücadele edeceğini belirtiyor ama, onlar silah bırakacak mı? Onlara para ve silah desteği veren ABD ne diyecek? Yöneticilerimiz bu konuyu da ülkemiz menfaatine en uygun şekilde değerlendirmelidir.
Şimdi gelelim asıl soruya. Apo silah bırakma çağrısı yapsa Kandil, PYD ve YPG bu çağrıya uyacak mı? Şimdi oralarda olan ABD ve bazı Avrupa devletlerinin desteklediği, teröristler 25 yıl önce Ülkemiz tarafından yakalanan PKK terör örgütünün kurucusu Apo'yu tanıyorlar mı. Onun çağrısına uyarlar mı? Diyarbakır annelerinin çocukları ne zaman geri gelecek?
Parlamento muz şu günlerde ücret zammı, Anayasa değişikliği ve terör konusunu görüşür ve bu konuya çözüm bulmaları en doğru yol olması gerekir. TBMM’nin bu konuyu enine boyuna tartışıp ülkemizi ve tüm vatandaşlarımızı rahatlatacak bir çözüm bulmasını ümit ediyorum