Asgari bir ölçü mü?
![Asgari bir ölçü mü?](https://www.damgagazetesi.com/cropImages/760x/uploads/makaleler/2024/12/536-asgari-bir-olcu-mu.jpg)
Konuştuğumuz dil kendi dilimiz değil ise anlama ve ifade etmede zorluklar çekmemiz doğrudur. Konuşma dili dünden bugüne gelirken iki türlü baskı ve şiddet gördü. İlki yaşanılan topraklarda birilerinin sahip olma, bencillik ve kibri yani mülkiyet hırsı diğeri de inanç adıyla itaat etme boyun eğme baskısıdır. Her ikisi de toplumda egemenlik sağlayan güçlerin baskı ve şiddetinden başka bir şey değil.
Ülkemizin de içinde yer aldığı geniş toprak parçasında kim egemen güç ise onun dili ve inancı egemen oldu. Geçen yüzyılın başlarında yaşanan “büyük savaş” sonrası 600 yıllık iktidarına birçokları gibi bu ailede veda etti. Arap dili ve yaşam anlayışı 751 yılında Talas Savaşı Çinlilerle değil Türk topluluklarıyla yapıldı. Savaş acımasızca sonuçlandı ve ardından ağır baskılar ve yaptırımlar gündeme geldi. Sonuçta dillerini ve yaşam tarzları kabul etmenin yanında ağır vergiler verilmesini karara bağladılar. Dil ve inançları kabul edilmesiyle yaşam tarzları değişmeye başladı. Adları Arap adlarına dönüştü ve diğerleri sırasıyla gelmeye başladı.
Asgari kelimesi konuştuğumuz dilde en az, en düşük, mini minnacık olurken azami ise en çok en yüksek anlamındadır. Bu kelimeler bir şeyin ölçüsü ve değeri olarak ifade edilmekte. Örneğin sıcak ve soğuk derken bir şeyin ısısını anlatırız. Bu nedenle az ve çok kavramı, küçüklük ve büyüklüğü, azlığı ve çokluğu ifade ederken de özelliğini belirmekteyiz. Açıktım açlığımızı belirtirken “kurtlar gibi açım” sözleri çok acıkmış olduğu belirtir.
Kurulu sistemin yöneticileri günümüzde de ifade ederken özellikle ekonomi ve buna bağlı durumlarda asgari ve azami kelimelerini ağdalı olarak kullanmayı çok sevmekte. Uzmanlığı yeteri eğitimi ve bilgi becerisi olmayanlar konuyla ilgili asgari bilgiye sahibim derler ama az bilgim var demezler. Çünkü hiç düşündünüz mü birinin çıkıp yeterli bilgi ve eğitimi olmadığı halde az, minik, mini minnacık bilgim var diyebilir mi? Yaşamımızda yeterli bilgi ve eğitimi olmadığı halde birileri ortaya çıkıp “ekonomi benden sorulur” deyip yoksulun daha yoksul varsılın daha varsıl nasıl olduğunu açıklayabilir mi?
Asgari yani az, en az, minik, mini minnacık yani kırıntı bilgileriyle toplumda efelenenlere deryalar gibi engin bilgiye sahip olduğunu sananlar yani politikacılar ve politikadan sebeplenen ne kadar çok kişi olduğunu bilmeyen yok. Bilmeyen ya da bilip de çıkarı için yaltaklananlar bu kişileri karşılarında gördüklerinde “ne engin, derin ve deryalar kadar bilgili” deyişlerini duyar gibiyiz.
Yılın son ayında meclisteki konuşmalarda kurulu düzenin yöneticileri ilgili bakanlıkların bütçe önerileri ile çalışanların “asgari ücret” ve maaşları konularında görüşlerini sunmakta. Seçilen ve atanan kişiler ileri yaşlarına rağmen maaşları dışında ikili üçlü ek ödeme ve huzur hakkı alıp makam aracı lojman ve korumalarla dolaşanlar toplumun huzur ve çıkarını gözetecekmiş. Vekiller ve sendika başkanları maaşlarının ne kadar olduğunu yurttaşlara açıklaya bilirler mi?
Kurulu sistemin anlı şanlı “iktisat” uzmanları bir deriden kaç post ve karıncadan ne kadar yağ çıkarabileceğini hesaplarda bir çalışanın aldığı asgari ücretle nasıl yaşayacağını açıklayamaz. Asgari ücret ücretlerin en düşüğü yani minik, mini minnacık yani küçük ücret ile nasıl yaşanacak geçimini sağlayacak? Birisi “ben ekonomistim sorunları çözerim” deyip toplumsal yaşamı “arap sacına çevirdiğini” nasıl anlayacak?
Dünden bugüne saraylarda oturan ve ondan sebeplenenler kulübede oturanı anlamamıştır. Kurulu sistemin iktidar güçleri bulundukları erkin gücüne sarılarak variyetlerine variyet katarken toplumun büyük çoğunluğu her geçen gün daha da yoksulluğa düştüğünü görmemekte. Kendileri fazla, daha da fazla yani azami ekonomik güce sahip olurken aradaki uçurumun ne kadar çok olduğunun farkında değiller.
Asgari ve azami sözcükleri matematiksel olup büyük ve küçük olarak nitelenir. Bu nedenle bir ölçü olup sayı sıfatına sahiptir.
Toplumun çoğunluğu çalışanlar işçi sınıfı, emekliler, öğrenciler günümüzde asgari ücreti konuşuyorsa ülkenin varsıllığından söz edemeyiz. Varsılı çok olan bir ülkede asgari ücret, minik, mini minnacık, küçük, küçücük, ufacık ücrettir. Emekçilerini varsıla karşı koruyamayan asker, polis, yargı yani devlet yurttaşına asgari sorumluluğunu yerine getirmiş midir?
Nereden bakarsak bakalım asgari ve azami kelimeleri bir ölçüdür.