Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Rain and snow
5°
Ara

Bakırköy'ün yeni yüzü!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Bakırköy'ün yeni yüzü!

Bakırköy Belediye Başkanı Ayşegül Özdemir Ovalıoğlu’na karşı ilk tavrımı hatırlıyorum. Kendisine birçok partilinin de olduğu bir alanda, (aday adaylığı döneminde) Adayım diye ortalıkta gezmesinin hiç doğru olmadığını, bu ilçenin dürüst ve kendisini ilçesine adamış meslek erbabı çok fazla adayı olduğunu, hiç birşey olmasa bile onlara karşı ayıp olduğunu belirtmiştim. Kendisi de ısrarla ‘Beni bir tanısanız’ demiş, ‘Tanıtın o zaman engel ne’ diye de üstelemiştim.

Adaylığının ardından geçen belediye başkanlığının yaklaşık 9. ayında gördük ki aynı şekilde Ayşegül Hanım kendisini tanıtmaya (bilboardlarda ve konuşarak) anlatmaya devam ediyor. Anladık başkanım çok iyisiniz, hoşsunuz, iyi bir eğitiminiz ve iyi bir akademik başarınız var, hadi güzelsiniz de diyelim de; Peki ya icraat…

Ayşegül Özdemir Ovalıoğlu’nun bu güne kadar yaptığı tüm icraatlara baktığımızda, daha bana adaylık döneminde söylediği, ‘Beni bir tanısanız’ sözü gibi kendisini tanıtmaktan öte gitmedi.

Toplumun tanıması için yeterli bir sürenin geçtiğine inandığım Ovalıoğlu için, “İyi niyetli, sevimli, cana yakın” söylemleri net ancak iş icraate geldiğinde söylenen her eksiğe, “Yapıyoruz, ediyoruz, programa aldık diyerek Büyükşehirle birikte” eklemesi yapması da cabası.

Geçmiş yönetimin en yakın takipçileri olarak evet anlıyoruz ve biliyoruz nasıl bir belediye devir aldığını ancak, Ovalıoğlu’nun da geçmiş yönetimden bir farkı olmadığını da az çok hissediyoruz. En başta yanındakilerden anlıyoruz ki hepsi dışarıdan. Bakırköy’den göstermelik görev verilen iki başkan yardımcısı (Ali Rıza Akyüz ve Uğur Dündar) dışındaki başkan yardımcılarını biliyor muyuz HAYIR!

Peki Ali Rıza Akyüz ve Uğur Dündar'ı nerede görüyoruz, sadece başkan Ovalıoğlu’na gerek mecliste gerekse halk toplantılarında yapılan eleştirilere cevap verirken ki o da başkanı korur durumda. Bürokrasiden değil de siyasetten geldiği için bu iki isim de bir şekilde tartışılır ama bu iki ismi Bakırköylü tanıdığı için arayabiliyor, sorabiliyor, derdini anlatabiliyor ve arayan yine biliyor ki verilen cevap aynı…. “Az sabret, az idare et, başkanımız çok iyi niyetli, her şey çok güzel olacak!”

Bu arada genel merkez anlamında parti içi çekişmeler elbetteki cabası ve bugüne kadar bir parti deneyimi olmamış, sözde emek, liyakat gibi söylemleri geride bırakarak adaylaştırılmış biri olarak, bu işlerin böyle olmadığını ve pusuda bekleyen ne kadar kişi veya grup olduğunu biliyor mu acaba sevgi başkanımız. Bence bilmiyor… Biliyorsa durum daha vahim ki bile bile böyle davranmak ben beş yıl sonra giderim, ne haliniz varsa gör demek…

Tabi pusuda bekleyen kişi ve gruplar sakın sevinmesin bu yazdıklarıma ve iç geçirmesin, “Selvi’de anladı. Bülent Kerimoğlu'nu arar duruma geldik” diye.

Yok yok o kadar da değil… Hala ve hala, Bakırköy’ün en kötü döneminin Kerimoğlu dönemi olduğunu düşünenlerdenim merak eden olursa.

VATANDAŞ YORUMUNU YAPMIŞ!

"Oy isterken ayağımıza geldi şimdi de sorunları dinlemek için gelsin herkes özellikle yaşlı ve çalışanlar belediyeye nasıl gidecek."

Geçtiğimiz günlerde bir mahalle muhtarı Başkan Ovalıoğlu’nun mahalle buluşmalarının duyurusunu sosyal medyasından paylaşmış ve mahalleli de sonuna kadar katıldığım yorumunu yapmış. 

Bakırköy Belediyesi’nin bir süredir ‘Evimiz Bakırköy Mahalle Buluşmaları’ mottosu ile başlattığı toplantılarının biri dışında tamamına gazeteci olarak katılan, belediyenin basın bürosunda çalışan biri olsaydım çok da güzel belediye bülteni hazırlayacak malzeme bulabilirdim belki ama dediğim gibi gazeteci olarak yazacak tek şey bulamadım.

Neden bulamadım çünkü tüm toplantılarda soru da belli verilen cevapta.

Her ne kadar yapılması gereken bir program olduğuna inansamda, bilinçli yahut bilinçsiz bir şekilde baştan sona kurgulanmış algı çalışmasından öte görmediğim bir etkinlik olduğu gibi, algının da hem halka hem de siyasi olarak genel merkeze (genel merkezin İmamoğlu’mu Özel’mi olduğu da tartışılır o da ayrı bir konu) karşı yapıldığını düşünüyorum. Çünkü programın ertesinde basından çıkan şey sadece iyi bir video...

Gerçekten bunu merak eden bir Gazeteci olarak soruyorum.

Mahalleli zaten sizi sokakta, programlarda vs görüyor ve eğer korumalarınızdan (Bir zamanlar Avcılar belediye başkanı olan Dr Handan Toprak gibi) geçebilirlerse size ulaşıp söylemek istediğini zaten söylüyor. Peki aday adaylığınız dahil adaylık döneminizde duyduğunuz, bildiğiniz ve adaylık vaatlerinizde zaten tamamına hakim olduğunuzu, çözümleriyle birlikte yapacağınızı söylediğiniz sorunlar dışında, mahallelerde yaptığınız halk toplantılarında bilmediğiniz neyi duydunuz veya öğrendiniz.

Sorunlar dün neyse bugün de o. En başta kentsel dönüşüm olmak üzere, yolların ve kaldırımların hali, çöplerin alınma şekli ve saati, yeşil alanlar, işgal edilen parklar, barınak ve hayvanlarla ilgili sorunlar. Bunlar zaten Bakırköyün kronikleşmiş sorunları. Arada tabi Botanik Park, Leyla Gencer, Atatürk Spor ve Yaşam Köyü, Tarık Akan Kültür Merkezi gibi sorular geliyor. Buralarda yapılan ve yapılacak çalışmaları ‘İBB İLE BİRLİKTE’ diyerek cevap verince, aslında içten içe Bakırköylülerin ‘İBB’ye devir edilir mi?’ korkusu duyduğunu ve bunu da zamanı gelince dillendireceğini düşünebiliyor musunuz peki? Bence yüzde 70’i CHP’ye oy veren Bakırköylülerin böyle düşüneceğini düşünmüyorsunuz ancak, İBB’nin her zaman CHP’de olamayacağını Bakırköylüler düşünüyor ve bundan dolayı da ‘Her belediyenin mülkü kendinde kalsın’ düşüncesiyle önce mahallem diyor bilginize…

TOPLANTILARIN İÇERİĞİ

Belediye Başkanı Ayşegül Ovalıoğlu başta olmak üzere, tüm başkan yardımcıları, birim müdürleri, şefler ve bir kısım çalışanların dışında CHP İlçe yönetimi, kadın ve gençlik kolu, hangi mahallede yapılıyorsa o mahallenin parti biriminin de katıldığı programda görünen kalabalığın yüzde 90’ını oluşturan kesim yönetici tarafında olanlar.

Toplantılar kalabalık gözüksün diye özellikle mahalle birimlerinin dekor olarak katıldığı da açık ve net görülüyor. Peki partide aktif görevi olan biri kişi, CHP'li Belediye Başkan ve yönetimini nasıl ya da ne derece eleştirir? Hadi eleştirdi diyelim anında ‘trol ya da içimizdeki İrlandalı’ olmaz mı? Cevap veriyorum hatta ‘AKP'li’ bile olabilir. (İyi ki Ak Parti var da CHP’li fanatiklerin tutunacak dalı var)

Öncelikle hafta içi ve mesai saatleri içerisinde yapılan bu etkinliğe katılan mahalleli sayısına bakınca zaten Mahalle Buluşmaları’nın ‘MIŞ’ gibi olduğu gayet ortada. 

Bu arada hiç uzağa gitmeden hemen sınır komşu olan Zeytinburnu Belediyesi’nin (benim katıldığım) yaklaşık 11 yılki mahalle buluşmalarının adı “Başkanla Akşam Çayı” Konsept aynı. Başkan, yardımcıları ve birim müdürleri.

Zeytinburnu'nda her mahallenin en geniş mekanında (Mahalle kahvesi olabiliyor, kulüp lokali olabiliyor yahut o mahallede belediyenin bir yeri varsa) yapılıyor. Karşılıklı sohbet ortamı olsun diye de vatandaşa çay ve su ikramı yapılıyor. Tabi en önemlisi de sayın başkanım, ‘Mesai saatleri dışında’ yapılıyor. Yani mesai saatinde belediye tümden boşaltılmıyor. Söylemesi ayıp belki ama başkanın yanında koruması da YOK… Yüzde 70 oy alınan bir ilçede en az 4 koruma ile gezmek akıllara üzgünüm ama neredeyse çakarlı motorize ekiplerle gezen eski Avcılar Belediye Başkanı Handan Toprak’ı hatırlatıyor. (Allah sonunuzu benzetmesin)

Hafta içi yapılan bu etkinlikteki amaç belkide gerçekten bilinçlidir bilemiyorum ama görünen o ki bilinçli.

Mesai saatleri içinde belediye başkanlığının asli görevini hatırlatmak için kaç çalışan işinden izin alır da gelir doğrusu merak ediyorum. Yahut yaş oranı yüksek kaç mahalleli toplantıya katılır? Peki ekonomik seviyesi yüksek diye adlandırılan kaç Bakırköylü bu toplantıları ciddiye alır da niye çöpümü toplamıyorsun, niye kaldırımları yapmıyorsun der?

Zaten her platformda mahalleli mahallesinin sorunlarını yazıyor çiziyor ve bir şekilde ses yükseltiyor. Ayrıca mahallelinin tüm şikayetlerini geçmiş dönemden farklı olarak gördüğümüz düzenli muhtarlar buluşmalarında mahalle muhtarları zaten dile getiriyor.

Yapılan tüm mahalle toplantılarının müdavimleri de var tabi. Her toplantıya katılan, Görme Özürlüler Derneği yönetim kurulu üyesi Cihan Akkoyun. Aş evi kapandığından beri, özellikle kamucu olduğunu iddia eden belediye yönetiminden yine en azından kamu yararına çalışan bir dernek olarak istedikleri AŞ EVİ’de AŞ EVİ….

Sözcüsü Müzik Öğretmeni, plan, proje, imar gibi konularında hangi mimar, mühendis ya da şehir plancısı ile çalıştıkları bilinmeyen, ısrarla artı bir kat, çatı katı piyesi, yoğunluk, altyapı gibi bilindik, tevhid, kot, kaks, gabari gibi halkın çok da bilmediği cümleler kuran Kentsel Dönüşüm Platformu. 

Dilene dilene değil, direne direne kazanacağız diyerek kendisini halk kahramanı ilan eden, iki güzel söz söyleyeni yiğit ilan eden namı diyar Alto Belli abimiz.

Partinin kadın kolu, gençlik kolu, ilçe yönetimi. Toplamda 3-5 vatandaş ki çoğunluğunun mülkiyet sahibi olduğu evinin imarıyla ilgili kişisel sorunu. Onu da hoop kentsel dönüşüm ofisine yönlendirdik mi toplantı oldu da bitti maşallah. 

Peki ne oluyor bu mahalle toplantılarında. Başkan ve 6 yardımcısı sahneye kurulan masada yerini alıyor. “Buraya sizi dinlemeye geldik” diyerek konuşmasına başlayan Başkan Ovalıoğlu, günün yahut haftanın olmadı bulunduğumuz ay içindeki önemli günlerden bahsediyor, araya bir iki Atatürk içerikli cümleler kuruyor, sonrada göreve geldikleri günden itibaren ne yaptıklarını anlatan yaklaşık yarım saatlik bir konuşmanın sonunda yine sizi dinlemeye geldik diyor.

Devamında ya da toplantının sonunda 6 başkan yardımcısı sırasıyla söz alarak yaklaşık 10 dakika konuşuyor. İçerik aynı, hangi başkan yardımcısı, kendisine bağlı hangi müdürlükte neler yapmış.

Toplamda 2 saat süren toplantıda yöneticiler zaten bir saate yakın konuşuyor. Geriye kalan 1 saatte de 5 dakikada sorulan soruya 10 dakikada cevap veriliyor. 

Salonda yapılan konuşmaların sisteme gireceği söyleniyor, sosyal medyada yapılan bir eleştiri veya şikayet türü yorumlar varsa bunların takip edildiği, dikkate alındığı söyleniyor, hatta ve hatta halk masasına gelen şikayet, talep ve önerilerilerin ne kadarının yapılıp yapılmadığı da toplantıda belirtiliyor. Tüm bunları söyleyen yönetime ve Başkan Ovalıoğlu’na “Peki duymak istediğiniz ne” diye sorulmaz mı?

Şahsi fikrim, sosyal medyada iyi bir video hazırlamaktan öte olmayan, genel merkeze de salvo için yapılacak videonun eksik aktörlerini tamamlamak için, kısacası filme figüran olması için gerek var mı bunca insanın zaman harcamasına, belediyeyi boşaltıp hafta içi mesai saatleri içinde bunu yapmaya? Partili olması hasebiyle toplantıya katılanların işi, gücü, mesleği, dükkanı vesairesi yok mu peki?

SAMİMİ DEĞİLLER

Esenyurt ilçesinin CHP’li Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’in tutuklanarak belediyeye kayyım atanmasının ardından İstanbul’a giderek partisinin Merkez Yönetim Kurulu’na başkanlık eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel de dahil olmak üzere, yeni dönemdeki birçok belediye başkan adayı ve meclis üyelerini belirleyen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve partinin milletvekilleri, devamında sözde aday adayı olup adı sanı bilinmeyen, hatta 12. maddeden parti üyesi olan kişiler belediye başkanı ve meclis üyesi olurken, bu da da bir nevi parti içi KAYYIM değil de nedir? Görevden alınan belediye başkanının yerine devlette var olan kişinin atanmasına ‘KAYYIM’ diyoruz da peki başkanlık ve meclis üyeliklerine partide emek verenlerin değil de sonradan gelenlerin atanmasına neden ‘KIYIM’ demiyoruz? Kayyım’a karşıyız diyenler, lütfen şapkasını önüne koyup düşünüp önce kendi içlerindeki ‘Kıyım’ı protesto etsinler...

 

PANEL VE SÖYLEŞİ BELEDİYECİLİĞİ

Son günlerde dikkatlerden kaçmayan bir konu da, üst başlık değişse de içeri ve katılımcıların aynı olduğu adı değişen toplantılar. Ya önemli gün ve haftaya binaen, yahut güncel bir konuya ithafen düzenlenen söyleşi, panel ya da çalıştaylar. Örneğin İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu neredeyse 3-4 günde bir (eğer İstanbulda ise) bir çalıştay yapıyor, tüm belediye başkanları, meclis üyeleri, ilçe başkanları, gerekirse muhtarlar hoop orada.

Sonra ilçe belediyesi bir panel yahut söyleşi düzenliyor, başkan yardımcıları, müdürler, şefler, çalışanlar ve muhtarlar hoop orada.

Normal şartlarda bu tür söyleşi, panel ve çalıştayları takip edip katılmak için hem işsiz hem de paralı olmalı insan. Tabi bazen belediyeler kalabalık gözüksün diye rink seferi de düzenliyor bazı mahallelere de katılımcıların yaş oranı belli. Ya 12 Eylül’ü iliklerine kadar yaşamış eski devrimci abilerimiz katılıyor bu tür toplantılara ya da hadi değişiklik olsun diye katılıyor eski iş dünyasının emekli teyzeleri.

Panel, söyleşi, çalıştay elbetteki önemli ama sık sık olunca ve katılımcı profiline bakınca, bir dahaki programa katılmamak için gerekçe hazır oluyor işi, gücü, vizyonu olan meraklısına. Bu tür organizasyonları düzenleyen kimse de çıkıp “Bu bizim işimiz” demesin çünkü halk bu yöneticilerin tamamını kendisine hizmet etmek için seçti. Bir üstünün paneline, söyleşisine yahut çalıştayına gidip alkışlasın diye değil…

Son söz;

Temel atma töreni bekliyoruz. Yahut söyleşi ve panellerde dağıtılması için pasta börek değil, yoksul, kimsesiz, yalnız yaşayan ve gerçekten işini layıkıyla yapan derneklerin en büyük eksiği olan aş evi…

YILDIZ TOPLANTILARA NEDEN KATILMIYOR?

Bakırköy Belediye Başkanlığı’nda adı geçen, devamında kontenjan 1 olarak İBB meclisinde yer alan ancak ilçe meclisinde geçen 9 aylık süreçte 3, bilemedin 5 kez görünen Ertan Yıldız nerede? Neden meclis toplantılarına katılıp da Bakırköy ile ilgili alınan kararlarda iki kelime etmez ya da oy hakkını kullanmaz. Peki bu halk ona ne için oy verdi. Sözde seçilmiş biri olan Ertan Yıldız’ı hangi milli bayram töreninde yahut belediyenin bir etkinliğinde gördük. Kaldı ki, başkan yardımcısı bile değilken, kendisine belediyenin başkanlık katında oda tahsisinin manası ne? Peki halktan aldığı yetkiyi etki olarak kime karşı kullanıyor? Madem toplantılara katılmayacaktı, neden meclis üyesi olup belki de çok başarılı işler yapabilecek birinin hakkını yedi ya da yedirdi. O zaman belediye başkan danışmanı olsaydı ve hak, hukuk, adalet sloganını ağzından düşürmeyen CHP’de emek veren birileri göreve gelseydi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *