Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) bağlı, “2025 Yılı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme” sonuçları 8 Nisan’da açıklandı. Yeniden görevlendirme ve ilk atama sonuçlarına göre yönetici ve öğretmenler okullara yerleştirildi. Ancak proje okullarında görev yapan ve 4 yılını dolduran çok sayıda öğretmen aynı okuluna tekrar atanmadı ve norm kadro fazlası oldu. Eğitimciler atamaların ‘keyfi’ yapıldığını, sürecin tamamen siyasi ve idari takdirle yürütüldüğü belirterek iptal edilmesi çağrısında bulundu. Lise öğrencilerinden ise söz konusu atamalara güçlü tepkiler gelmeye devam ediyor.

Öğrenciler eylemde
İstanbul'un simge liselerinden İstanbul Vefa Lisesi'ndeki öğrenciler, duruma tepki göstermek için okullarda eylem yapmaya başladı. İzmir Atatürk Lisesi öğrencileri, okulda görev yapan 50 öğretmenin görevden alınmasına karşı ilk derse girmedi. Öğrenciler ise oturma eylemine devam etti. Saat 11.00'de eylemi sonlandırarak ayağa kalkan gençlere dışarda bekleyen veliler alkışlarla destek verdi. Öğrencilerin emektar öğretmenleri için yaptıkları eylemler; Kadıköy Anadolu, Kabataş Erkek, Şehremeni Anadolu, İstanbul Sosyal, Kartal Anadolu, Burak Bora Anadolu, Çanakkale Fen Lisesi gibi okullarda görüldü. Mersin Yusuf Kalkavan Anadolu Lisesinde öğrenciler, tayini çıkan öğretmenlerine destek için okul bahçesinde toplandı. Öğrenciler, hocalarının isimlerini tek tek okuyarak alkışlarla tepki gösterdi. Söz konusu liselerin bulunduğu illerin yanısıra Trabzon, Elazığ, Manisa’nın da aralarında olduğu birçok ilde 30’dan fazla proje okulunda yapılan yönetici ve öğretmen atamalarına karşı eğitim sendikaları ve velilerin yanı sıra öğrenciler okullarda yaptıkları eylemlerle protestolara destek verdiği bilgileri geldi.
Kriterler objektif değil
MHP'ye yakınlığı ile bilinen Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan da proje okullarına öğretmen ve yönetici atamalarının keyfiyete göre yapılmasına tepki göstererek, “Ülkemizde akademik başarısı en yüksek öğrencilerimizin sınavla yerleştiği bu okullarımıza yönetici ve öğretmen atamasında maalesef hiçbir objektif kriter aranmamaktadır. Türk Yüzyılını inşa edecek nesillerimizi yetiştiren bu güzide okullarımızın atama ve görevlendirme süreçlerinin tam bir keyfiyet zemininde yürütülmesi asla kabul edilemez. Maalesef uzun süredir proje okulları meselesi ‘Kafama göre yönetici ve öğretmen atarım’ projesine dönüşmüş durumdadır. Bu gözde okullarımız çalışanların mensubiyetine göre tasnif edildiği bir çirkinliğin aparatı haline getirilmiştir. Bu fotoğraf eğitim camiamıza yakışmamaktadır. Bu istenmeyen tablonun terbiye edilmesinin sorumluluğu da öncelikli olarak MEB yönetimindir. Sendika olarak bu çirkinliği yıllardır dile getiriyoruz ancak hiçbir Milli Eğitim Bakanı bu sorumluluğu üstlenmemiştir. Adı sendika ya da STK olan dışarıdan yapıların kamuyu yönetme arzusu hadsizliktir.
Bu tam bir hadsizlik
“Bütün eğitim kamuoyu yakından biliyor ve takip ediyor ki, sendika ve STK görünümlü yapılar sürece müdahale etmekte ve yönetmektedir” diyen Geylan, “Her zaman söylüyoruz; ülkemizi 15 Temmuz felaketine sürükleyen nedenlerin başında kamunun mensubiyetler üzerinden tasnif ve tanzim edilmiş olması geliyordu. Özellikle proje okulu atamalarında da benzer bir tabloyu yaşıyoruz. Bu asla kabul edilemez! Sorumluluk makamlarını işgal edenler buna asla müsaade edemez. Öte yandan şunu açıklıkla ifade ediyorum ki, kamuyu kamu yöneticisi yönetir. Dışarıdan yapılanların kamuyu yönetme arzusu bir hadsizliktir. Bu hadsizliğe engel olması gerekenler de en başta kamu yöneticileridir. Devlette paralel bir iradenin varlığı nizamın en büyük tehlikesidir. Kamuyu virüs gibi saran bu çetevari oluşumlara tedbir alınmaz ise devlet ve toplum sıhhati namına daha önceleri yaşanan sıkıntıların yaşanması muhtemeldir. Eğitim teşkilatını Bakan yönetir, il müdürü yönetir, ilçe müdürü yönetir. Adı, sıfatı, dayanağı ne olursa olsun STK görünümlü yapıların kamuyu yönetme cüretine tahammül edilemez” ifadelerini kullandı.
Akıl alır gibi değil!
Geylan, “Aslında istenmeyen durumdan en çok ve öncelikle rahatsız olması gereken de eğitim yöneticileridir. Milli Eğitim Bakanı’ndan, il milli eğitim müdürüne, ilçe milli eğitim müdürüne, okul müdürüne kadar eğitim yönetimidir. ‘Sen kimsin kardeşim? Burayı ben yönetirim, senin haddine değil!’ demesi lazım. Ama ilginçtir, onların adına biz rahatsız oluyoruz. Rahatsız olmaya ve rahatsız etmeye devam edeceğiz. Bu proje okulu garabeti, bu ucube sistem rehabilite edilinceye kadar gündemde tutmaya devam edeceğiz. Çekin elinizi proje okullarından. TÜBİTAK ve TEKNOFEST Proje Koordinatörlerinin dahi görev süresi uzatılmadı. Bu nasıl bir aymazlıktır?
Aymazlıklar o dereceye ulaştı ki akıl alır gibi değil” eleştirisinde bulundu.