
Yenilenme fırsatı

Şöyle söyleyelim. Mevcut gidişatla, dünyada çalkantılı zamanlara doğru gidiyoruz. Bu çalkantılı zamanda Almanya’da 23 Şubat’ta yapılacak erken genel seçime az bir süre kaldı. Yazmıştım. Tartışmalar hararetli. Yabancı aleyhtarı, aşırı sağcı populist parti anketlere göre yüzde 20 oy oranıyla ikinci sırada. Yüzbinlerce insan yükselen ırkçılığa karşı sokaklara dökülüyor. Bu seçim Almanya’da İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en önemli seçimlerden biri olarak niteleniyor.
* * * *
Resmi olarak anayasaya aykırı aşırıcılıkla suçlanan yabancı düşmanı bir partinin artan popülaritesi, tehlikenin en çarpıcı işareti. Bu sadece Almanya için değil, tüm Avrupa için istikrarsızlaştırıcı tehlike. Seçim bu yüzden ülkenin aşırı sağa karşı mücadeleyi göstermesi için bir fırsat. Ama anketlerde günlerdir pek fazla hareket yok. Hristiyan Demokratlar yüzde 30 ile önde gidiyor. Sosyal demokratlar yüzde 15 ile üçüncü, Yeşiller yüzde 12 ile dördüncü sırada.
* * * *
Uzun süredir değişmeyen bu durumun, seçmenlerin üçte birinden biraz fazlasının kararsız seçmen olduğu tahmin edilmesinden kaynaklanıyor. Anketlerin sadece kararlıları yansıttığı söyleniyor. Anket firmaları çoğunlukla seçimden hemen önce kararını veren kararsız seçmenlerin oranının yüksek olduğunu söylüyorlar. Geçen Pazar akşamı sosyal demokrat lider şu anki şansölye Olaf Scholz ile muhafazarların lideri Friedrich Merz televizyonda tartıştı. Televizyon düellosunun da anketleri değiştirmişe benzemiyor.
* * * *
Avrupa‘nın büyük ekonomik motoru olan Almanya'nın ekonomisi durmuş durumda. Tabiiki serbest düşüşte değil. Ama ekonomide uzun süredir devam eden zayıflık dönemi hem de çalkantılı bir zamanda endişeye yol açıyor. Güvenilir bir gelire sahip iyi bir yaşam; insanların isteği bu. 2025 Münih Güvenlik Endeksi‘nin verilerine göre, Almanlar genel olarak durumun düzeleceğine dair inançlarını kaybetmiş görünüyor sanki. Önümüzdeki on yıl içinde daha müreffeh olacağını düşünenlerin oranı yüzde 16 deniliyor.
* * * *
Hükümet, yakın zamandaki yıllık ekonomik raporunda bu yıla ilişkin büyüme tahminini tekrar aşağı yönlü revize etti. Seçimin en merkezi konusu ekonomi olsaydı şaşırtıcı olmazdı. Ama Deutschland Trend araştırmasına göre, insanları en çok ilgilendiren iki sorun, önce düzensiz göç ve ardından ekonomi. Düzensiz göç o kadar duygusal bir dinamiğe sahip ki, artık pek çok diğer konu ikincil bir rol oynuyor. Tartışmalara düzensiz göç ve ekonomi damga vururken, diğer konulara pek zaman kalmıyor.
* * * *
Şu anki sosyal demokrat şansölye Olaf Scholz ülkedeki ekonomik durgunluğa, halkın memnuniyetsizliğine ve düşük anketlere rağmen hala kendisinin bir sonraki şansölye olacağını varsayıyor. Ancak bu pek mümkün gözükmüyor. İyimserliğin sırrını da nereden alıyor bilinmiyor. Şansölyelik yarışında şu anda önde giden muhafazakar Hristiyan Demokrat Birliği partisinin lideri 69 yaşındaki Friedrich Merz.
* * * *
Hristiyan Demokrat Birliği lideri ve muhtemelen bir sonraki şansölye Friedrich Merz'i zor bir görev bekliyor. Düzensiz göç, ekonomik ve jeopolitik zorluklar. Belliki düzensiz göç politik olarak daha uzun bir süre gündemde gergin kalacak. Ancak acil olan diğer konu Alman ekonomisinin karşı karşıya olduğu derin yapısal krizden bir an önce çıkarılması. - özellikle günümüzün çalkantılı jeopolitik ortamında - Yeni bir jeopolitik çağda Alman ekonomik modelinde bazı yapısal reformlar yapılmasının şart olduğuna herkes hemfikir.
* * * *
Almanya'daki endüstriyel gerilemeyle ilgili gelişmeler endişe verici olsa da çok da karamsar olmamak gerek diye düşünüyorum. Çünkü Almanya, Avrupa'daki baskın endüstriyel güç olmaya devam ediyor. Çok da bilinmez ama ekonominin gücü büyük grupların ötesine uzanır. Endüstri küçük ve orta ölçekli özel işletmeler tarafından domine edilir. Bunlar ABD ve İngiltere'deki daha küçük şirketlerden farklıdır - daha uzman ve yenilikçiler. Bunlara "gizli şampiyonlar" denir. Bunlar aslında şaşırtıcı derecede dayanıklı ve çevik.
* * * *
Bana göre, erken seçimi yenilenme fırsatı olarak görmek de gerekir. Siyasi sınıf da eski ekonomik modelin bağımlılıklarının farkına vardı sanırım. Bu, Almanya'nın yaratıcı yıkım dalgasını yakalayabileceğine dair umut veriyor. Kötümserlik ülkenin üretim ve inovasyondaki temel güçlerini gizliyor. ABD’nin Almanya eski büyükelçisi Amy Gutmann şöyle diyordu: "Almanya Avrupa'nın en güçlü ekonomisidir - hala öyle, bu değişmedi - ve gelecekte de böyle olacağına inanıyorum, ama yalnızca Almanya değişiklikler yaparsa." Bekleyip göreceğiz.