Avrupa harekete geçmeli
Şöyle başlayalım. Trump geri döndü ve onunla birlikte belirsizlik de geri döndü. Aklından geçenleri filtrelemeden söylüyor, büyük, hatta abartılı duyurular yapmayı seviyor. Abartma, onun yaşama ve nefes alma biçimi sanki… Yaptığı her şey en büyük, en güçlü, en cesur olanı. Perşembe günü video aracılığıyla Dünya Ekonomik Forumu'na hitap ettiğinde, izleyicilere, o markalaşmış ifadelerden biriyle, ‘Seçimden bu yana dünyanın her yerinde ışık parlıyor diyorlar‘ dedi.
* * * *
Yazar David Ignatius, Washington Post gazetesinde haftada iki kez dış politika konularında yazıyor. 75 yaşındaki Ignatius, ABD'nin en tanınmış siyasi gazetecilerinden biri ve saygın siyasi gerilim yazarlarından biridir. Bugüne kadar 12 romanı yayınlandı. "Asla Yaşayan Adam" adlı romanı Leonardo di Caprio ve Russel Crowe'un başrollerinde olduğu bir filme uyarlandı. Yazılarına bazen göz atarım. Bu hafta Donald Trump’ı yazmış…
* * * *
‘Küresel sahnede, emperyal Trump sürprizler sunuyor‘ başlıklı yazısında Başkan Trump, yeni fethettiği prenslere fermanlar duyuran 21. yüzyıl imparatoru gibi konuşuyor. En ilgi çekici yanı, imparatorluk kararnamelerinin tepesinde barış talebinin yer alması. Ukrayna'daki savaşla başlayarak. Ve bunun ötesinde, yeni bir nükleer silahsızlanma dönemi çağrısında bulundu. Mirabile dictu, yani mucize söz.‘
* * * *
Yazar David Ignatius şöyle devam ediyor. ‘Trump'ın küresel sahneye gürültülü bir şekilde geri dönüşü, Napolyon Bonapart'ın 1815'te Elba adasındaki sürgünden dönüşünü ve "100 gün" olarak bilinen Avrupa hakimiyeti için çılgınca çabasını hatırlattı. Dikkat edin, Sayın Başkan: O kibirli kampanya Napolyon'un Waterloo Muharebesi'ndeki yenilgisiyle sonuçlandı‘
* * * *
Avrupa’ya bakıyorum. Almanya iki yıldır resesyonda, Fransa’nın borcu rekor düzeyde. Düşüş kademeli olarak gerçekleşiyor. Durum sanki havası fark edilmeden kaçan otomobil lastiğine benziyor. Avrupa hala silkinip yükselişe geçme kapasitesine sahip mi? Yoksa koşulların çarpıcı biçimde kötüleşmesi mi yani dibe mi vurması gerekiyor? Bana göre bu iki soru, Trump'ın Beyaz Saray'a dönmesinden bu yana daha da acil hale geldi.
* * * *
Başkan Trump’ın abartılı açıklamaları Le Monde gazetesine de konu olmuş. Fransız gazetesi önceki gün başmakalesini bu konuya ayırmış. ‘Mario Draghi hayal etti, Donald Trump açıkladı. Yapay zekanın geliştirilmesine yönelik yönelik mega proje “Stargate”, Avrupa Birliği'nin veremediği basit ve etkili bir mesaj. Duyuru etkisine aldanmasak bile, bu ABD’nin bir güç gösterisi‘ diyor.
* * * *
‘Trump, ABD‘de devasa veri merkezleri inşa etmek için derhal 100 milyar dolar (96 milyar Euro), görev süresinin sonuna kadar da 400 milyar dolar daha dağıtmayı taahhüt eden bir girişimin sözcüsü oldu. Bu aşamada Avrupa'da bu "Yapay Zeka fabrikalarına" yapılacak yatırımlar 1,5 milyar Euro ile sınırlı‘ diye devam ediyor. İngiliz The Guardian gazetesi de AB, son 50 yılda sıfırdan 100 milyar Euroluk tek bir şirket yaratmadı, ancak ABD aynı dönemde değeri 1 trilyon Euro‘dan fazla olan altı şirket kurdu‘ diyor.
* * * *
Alman Süddeutsche Zeitung gazetesi de aynı konuyu ele almış. Peki vrupa'nın tam olarak neyi eksik? Şirket patronları, kurucuları, politikacıları ve üst düzey yetkilileriyle konuşursanız, ruh hali oldukça açık: Ekonomi durgunlaşıyor. Enerji fiyatları yüksek. Bunun nasıl değiştirilebileceğine dair fikirler yetersiz‘ diyor.
* * * *
Bence Avrupa'nın artık nihayet harekete geçmesi gerektiği gerçeğinin farkına varıldı sanırım. Tek soru şu: nasıl? Bunun da cevabı fazla vakit kaybetmeden verilmeli. Avrupa, büyümesi için küresel ticaretin yükselen dalgasına güvendi. Rusya'dan gelen ucuz enerjiye güvendi ve Avrupa güvenliği için Amerika‘ya güvendi. Ancak o günler geride kaldı. Durum hiç de parlak değil. Trump’un işaret ettiği ışık Avrupa’da parlamıyor.