Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Rain and snow
5°
Ara

Başarı hikayesi mi güç odağı mı?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Başarı hikayesi mi güç odağı mı?

Türkiye magazin dünyası, son günlerde Ayşe Barım’ın ismi etrafında dönen iddialarla çalkalanıyor. ID İletişim’in kurucusu ve birçok ünlü oyuncunun menajeri olan Barım, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan bir soruşturmanın odağında yer alıyor. Ancak bu süreçte ortaya atılan spekülasyonlar, yetenek yönetimi sektöründeki başarının nasıl yanlış yorumlanabileceğini bir kez daha gösteriyor.

Başarılı mı, başarısızlığı 

kaldıramayanların hedefi mi?

Ayşe Barım’ın sektördeki yeri tartışılmaz. Türkiye’nin en yetenekli sanatçılarını zirveye taşıyan, ulusal ve uluslararası projelerde ülkemizin adını duyuran bu menajer, işini büyük bir profesyonellikle yapıyor. Ancak başarı genellikle birilerini rahatsız eder. Ne zaman bir kadın, üstelik gücünü zekası ve emeğiyle kazanan bir kadın, belli bir noktaya ulaşsa; hemen hedef tahtasına oturtulur.

Son dönemde Barım’a yönelik “tekelleşme” iddiaları, başarısını gölgelemeye çalışanların yaydığı bir algıdan ibaret. Bir menajer, temsil ettiği sanatçıların başarısı için çalışır; onları en iyi projelerde, en iyi yapımlarda konumlandırmaya çalışır. Ayşe Barım’ın da yaptığı tam olarak bu. Sektördeki başarısızlığı kendi hataları yerine başkalarının üstünlüğüne bağlayanlar, bu suçlamalarla Barım’ı yıpratmaya çalışıyor.

Serenay Sarıkaya ve 

tanıklık meselesi

Serenay Sarıkaya’nın savcılık tarafından “tanık” sıfatıyla ifadeye çağrılması da olayın dikkat çeken bir yönü. Barım’ın, temsil ettiği sanatçılarla kurduğu güçlü bağ, onları zirveye taşıyan unsurlardan biri. Serenay’ın Barım’ın yanında yer alması, tam da bu güven ilişkisinin bir kanıtı. Fakat bu durum bile spekülasyonlara malzeme ediliyor.

Serenay’ın bu soruşturmada isminin geçmesi, sadece magazin dünyasına değil, genel olarak sektöre zarar veriyor. Özellikle Barım gibi isimlerin temsil ettiği sanatçıların kariyerlerinde büyük rol oynadığı düşünüldüğünde, bu tür ithamların nasıl haksızlık olduğunu anlamak zor değil.

Tekelleşme iddiası

Ayşe Barım’a yönelik “sektörde tekelleşme yaratıyor” suçlaması, aslında başarının bir yansıması. Başarılı isimler ve projelerde sürekli Barım’ın sanatçılarının yer alması, doğal olarak dikkat çekiyor. Ancak bu, bir tekelleşme göstergesi değil. Tam aksine, sektörde yeteneklerini doğru yönlendiren bir profesyonelin emeğinin sonucu. Barım’ın temsil ettiği isimler, projelere sadece bir “yüz” olarak değil, kaliteli işlere değer katacak yetenekler olarak seçiliyor. Bu süreçte, piyasada daha az tanınan isimlerin yer almaması, sektörde daha geniş bir bakış açısının eksikliğiyle ilgili. Bu durum, Barım’ın başarısından çok, sektörün genel dinamiklerini sorgulamayı gerektiriyor.

Reklam aşkı iddiaları

Mert Demir ve Serenay Sarıkaya arasında yaşanan “reklam aşkı” iddiaları, magazin dünyasının bitmek bilmeyen projeksiyonlarından biri. Ancak Mert Demir’in yaptığı açıklamalar, işin gerçeğini ortaya koyuyor: “Reklam ilişkisi değil, gerçek bir aşk.”

Barım’ın bu tür spekülasyonlara karşı sessiz kalması, onun işine odaklanma prensibinden kaynaklanıyor. Bu durum, Barım’ın doğru bildiğinden şaşmayan, gereksiz polemiklere girmeyen bir profesyonel olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.

Başarıya destek vermek 

yerine yıpratmak

Türkiye’de, güçlü ve başarılı kadınların karşılaştığı en büyük zorluklardan biri, başarılarının gölgelenmeye çalışılması. Ayşe Barım, bu sektörde kadın liderliğinin en güçlü örneklerinden biri. Ancak bu tür soruşturmalar, aslında sadece Barım’ın değil, sektörün genel anlamda nasıl zorlayıcı bir ortam olduğunu da gösteriyor.

Barım’ın sektördeki etkisi ve gücü, birçok kişinin işine geliyor. Ancak bu gücün eleştirilmesi, başarılı bir lideri yıpratmaya yönelik klasik bir girişim. Bu olayda Barım’ın hedef gösterilmesi, aslında sektördeki rekabetin bir göstergesi.

Bir başarı hikayesini 

görmezden gelmek doğru mu?

Ayşe Barım hakkında ortaya atılan iddialar ve başlatılan soruşturma, sektördeki bazı kişilerin başarısızlıklarını örtmek için kullanılan bir araç gibi görünüyor. Ancak gerçek şu ki, Barım yıllardır Türk eğlence sektörünün en önemli figürlerinden biri. Onun sektöre kazandırdığı isimler, projeler ve başarı hikayeleri, sadece Türkiye’de değil, uluslararası arenada da ses getirdi.

Sektörde bir lideri hedef göstermek yerine, bu liderin yarattığı değerleri anlamak ve desteklemek daha doğru bir yaklaşım olmaz mı? Sonuçta, ateş olmayan yerden duman çıkmaz; ama o ateşin kaynağı gerçek bir başarı hikayesi de olabilir. Ayşe Barım’ın bu süreçten güçlenerek çıkacağına hiç şüphe yok.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *