
Hayatın zorunlu ve bedava tarifesi

Hayat bazen öyle bir hale geliyor ki, her şeyin fiyatı artarken, huzur ve umut gibi duyguların bedavaya alınabileceği bir dünyada yaşadığımızı hatırlamakta zorlanıyoruz. Özellikle bu dönemde, iri taneli dolu gibi yağan zamların hızla arttığı bir ortamda, hayatın doğal akışı ve pozitif enerji yerini gerginliklere bırakabiliyor. Sokaklarda, işyerlerinde, toplu taşımada, hatta bazen evimizde bile insanların yüzlerinde donuk ifadeler, konuşmalarında ise bir gerilim görüyoruz. Yüksek fiyatlar hayat standartlarımızı tehdit ederken, bazen içsel pozitif gücümüzü kaybettiğimizi hissediyoruz. Ancak belki de, bu zorlu dönemlerin üstesinden gelebilmek için yapmamız gereken ilk şey, kendimize biraz gülümseme ve umut katmak olmalı. Çünkü bu, sadece bireysel bir ihtiyaç değil, toplumsal bir güçtür. Ama nasıl?
Gülümsemek, hayatın temel tarifini oluşturan ilk malzeme gibidir. Her sabah güne gülümseyerek başlamak, zorlayıcı düşüncelerin yerini bir parça umut ve neşeye bırakır. Gülümseme, karamsar düşüncelerin ve dertlerin yerini alan bir ışık gibidir. Bu sadece fiziksel bir hareket değil, aynı zamanda içsel huzurun ve toplumsal dayanışmanın bir yansımasıdır. Gülümsemek, çevremize iyilik yapmanın en basit yoludur. Üstelik, gülümsemenin sadece kendimize değil, çevremizdekilere de pozitif enerji yaydığını unutmamalıyız. Gülümsemek ve güzel sözler söylemek, enerji zincirini oluşturan en etkili faktörlerden biridir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de "Gülümsemeniz, sadakadır." buyurarak, gülümsemenin manevi değerini vurgulamıştır. Gülümsemek, bir bağış gibidir; hem kendimize hem de başkalarına iyilik yapmanın en sade yoludur. Samimi bir gülümseme, zorluklar karşısında bile moral kaynağımız olabilir. Sahte gülümsemelerden ve riyakârlıktan bahsetmiyorum elbette. İnsanlar üzerindeki etkisini düşündüğümüzde, bir gülümseme belki de en kısa ve en etkili iletişim aracıdır.
Hayatın zorlukları karşısında umut, tıpkı bir tencere yemeği gibi pişer. Zamanla, sabırla olgunlaşır ve sonunda gerçek olur. Kuran-ı Kerim’de Allah (c.c.) şöyle buyurur: "O, her şeyin en iyisini yaratandır. Umut edenler, asla kaybetmezler." (Zümer, 39) Umut, karanlıkta ışık gibi, yolumuzu bulmamıza yardımcı olur. Zorluklar, yalnızca bireysel olarak değil, toplumsal olarak da aşılabilir. Hep birlikte umut ederek, hayatın zorluklarına karşı daha güçlü olabiliriz.
Hayat ne kadar pahalı olursa olsun, biz yine de gülümseyecek bir şeyler bulmalıyız. Gülümsemek, bir seçenek değil, bir yaşam biçimi olmalı. Çünkü her günün zorluklarına karşı en güçlü silahımız, ruhsal gücümüzü kaybetmeden, bir parça umut ve gülümseme yayabilmektir.
Hayatın tarifini yaparken, sabır, gülümseme, dayanışma ve umut gibi malzemelerle başlamalıyız. Zorluklar ne kadar fazla olsa da, bu tarifle her şeyin üstesinden gelebiliriz. Unutmayalım, "Gülümsemeniz, sadakadır." Gülümsemek, bazen bir ekmek kadar önemli, bazen bir dua kadar güçlüdür. Bunu hatırlayarak, hayatın lezzetini çıkaralım. Ve hatırlayalım: Hayat zamlara rağmen, gülümsemekle, umutla, sevgiyle güzeldir. Gülümsemenize zam yapın, hem de eliniz titremeden...