Yaktın bizi TÜİK!
Başlık atmayı düşünürken başımza bu gelenlerin hepimizin hatası olduğunu vurgulayayım dedim Aslında bu çalışana da, emekliye şok. oldu Dostlar aslında gerçek şudur ki. Verdiniz yetkiyi görün etkiyi.TÜİK’in yoksulluk ve yaşam koşulları istatistiklerine göre 2024 yılında yoksulluk oranı önceki yıla göre 0,1 puan artarak yüzde 13,6 oldu. Ortalama gelirin yüzde 60’ı yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde yoksulluk oranı yüzde 21,2’ye yükseliyor. Bu oran 17 milyon 821 bin kişiye denk geliyor.
Dostlar;
Onların gündemi yurttaşın geçim derdi değil. Onlar bugünlerde terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın nasıl serbest kalacağını ve nerede ikamet edeceğini tartışıyor. Yeni yıla sözümüz olsun; canımıza kastedenlerle, ülkemizin düşmanlarıyla dost olanlarla uzlaşmayacak, anlaşmayacağız
Emekliye para bulamayanlar
Emekliye lazım olan 66 milyarı bulamayanlar, zenginlerinin 660 milyar vergi borcunu bir kalemde siliverdiler. Kaynak vardır, yeri bellidir. Mehmet Cengiz’e değil asgari ücretli Mehmet kardeşime, Kalyon İnşaat’a değil emekli Kadir abime gidecektir. Zamanında Jomo Kenyatta bize seslenmişti. “Batılılar geldiğinde onların elinde İncil bizim elimizde topraklarımız vardı. Gözlerimizi kapatıp bize dua etmemizi öğrettiler. Gözlerimizi açtığımızda bizim elimizde İncil onların elinde bizim topraklarımız vardı “ Bugün bizde bu haldeyiz hemde senelerdir. Bir gram akıllandık mı? Üç beş güne alışınca unutacağız nasılsa ! TÜİK Başkanı Erkan Çetinkaya Aralık Ayı 1.03Yıllık 44.38 Açıkladığı rakamlarla emeklinin, işçinin, asgari ücretlinin, memurun, çiftçinin ve alın terinin kul hakkına girdi. Hakkımı helal etmiyorum.Bakan Mehmet Şimşek, vatandaşımızın geçim sıkıntısını çözmek en büyük önceliğimiz demiş. Çözmemek için öncelik sanırım.Çünkü meklisinden emekçisine, herkes sefalete mahkum edildi!,
TÜİK efendinin açıkladığı Enflasyon sonrası güncel memur maaşı. Yoksulluk sınırı 66.976 tl Açlık sınırı 20.561. Durum şuıdur diyorlar ki "Biz size enflasyona değil açlık sınırına ezdirmeyeceğiz "dedik Göz göre göre yapılan bu haksızlığı, değil Fetih süresi ile hatim indirseniz kapatamazsınız.
Devlet vergide çok cömert
Devlet Vergi'lere ve harçlara yüzde 44 zam yapar kiralara yüzde 60 yapar asgarî ücrete yüzde 30 Memur ve emekli dahil ülkede mağdur olmayan kimse kalmadı Ey açıkladığı enflasyon ile memur, emekli, işçi, beyaz yakalı, dul ve yetimin hakkını tespit eden TÜİK Başkanı Erkan Çetinkaya Aylık %1, Yıllık % 44.38 enflasyon oldu deyip her ay hakkını yediğin 50 Milyon kulun en az 5000 lirasının günahı boynuna olsun.Hırsızlık; sadece para ya da malını çalmakla olmaz. Ey TÜİK, Hırsızlık; Aralık ayı %2,34 Olan enflasyonu % 1,03 açıklamak yıllık % 83,40 olan enflasyonu da % 44,38 açıklayarak milyonlarca memur ve emeklinin alacağı zam farkını sahte rakamlarla çalmakta hırsızlıktır.Ezanlar mı sussaydı? Bayrak mı inseydi? iİmralı canisi Öcalan dışarı mı çıksaydı! Halep mi düşseydi, Kudüs elden mi çıksaydı? Emekliler memurlar işçiler bu zamma şükür etsin!
Bu rakam kira zammına yetmiyor!
Enflasyon verilerine göre belirlenen zamlı memur maaşları ve kira artışındaki oranlar belli oldu. Ocak ayında kira artış oranı yüzde 58,51 olarak belirlenirken son bir yılda en düşük memur maaşına yapılan zam oranı yüzde 33 seviyesinde kaldı. İktidar enflasyonda kalıcı düşüş trendinin başladığını iddia etse de son bir yılda maaşlı çalışanın cebine giren para, ocak ayında kirasına yapılacak artış oranının dahi altında kalıyor. İktidar kalıcı refah artışı ve düşük enflasyon için sabır istemeye devam ederken halk, giderek derinleşen ekonomik krizin içine itiliyor. Memura son bir yılda yapılan toplam zam oranı, kira artış oranını karşılamaya yetmiyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Aralık 2024 dönemine ilişkin enflasyon verilerini açıkladı. TÜİK verilerine göre aralık ayında enflasyon aylık bazda yüzde 1,03, yıllık enflasyon ise yüzde 44,38 arttı. Verilerle birlikte memur ve memur emeklilerinin 2025 yılının ilk 6 ayında alacağı zamlı maaşlar ile SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin aylıklarındaki artış oranları belirlendi.
Kamu görevlileri ile memur emeklilerinin aylık ve ücretlerinde bu aydan geçerli olmak üzere toplamda yüzde 11,54 artış yapıldı. SSK ve Bağ-Kur emekli aylıkları da yüzde 15,75 arttı. Açıklanan Aralık 2025 enflasyon verisiyle birlikte kira ve işyerlerine uygulanacak tavan zam oranı ise yüzde 58,51 oldu. Öte yandan iktidar, 2025 yılı için belirlediği asgari ücretle de milyonlarca yurttaşı sefalete ve yoksulluğa mahkum etti
Zamcık uçtu gitti
TÜRK-İŞ'in son araştırmasına göre 21 bin TL’yi aşan açlık sınırı maaşlar çalışanın cebine girmeden asgari ücretle denkleşti. Dünya genelinde seçimlerin ve savaşların damga vurduğu 2024'te Türkiye ekonomisini etkileyen birçok yerel ve uluslararası gelişme yaşandı. İktidarın ekonomi politikaları dolayısıyla vatandaşlar yoksulluğa mahkum edilirken, açlık ve yoksulluk oranlarında tırmanışa geçildi. 2024 yılında Türkiye’den geriye kalan koca bir enkaz oldu. Akıl ve rasyonalite dışı söylemler yüzünden milyonların mutfağında tencere kaynamaz hale geldi..
Üç asgari ücretten fazla
Türk- İş araştırmasına göre aralık ayında 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 21 bin 83 TL, yoksulluk sınırı ise 68 bin 675 TL olarak açıklandı. 2025 yılı için geçerli asgari ücret ise 22 bin 104 lira olarak belirlendi. Söz konusu rakamlar halkın nasıl bir ekonomik darboğazda olduğunu gözler önüne sererken, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) de sürekli yoksulluk oranının arttığını açıkladı. Vatandaşların 2024 yılını güç bela tamamlayabildi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni sosyal devlet olma vasfından günden güne uzaklaştıran iktidar, vatandaşları açlığa ve ekonomik darboğaza mahkum etti
Faizi indireceğiz enflasyon da inecek gibi bilim, akıl ve rasyonalite dışı söylemler yüzünden milyonların mutfağında tencere kaynamaz hale geldi. Asgari ücret ve emekli maaşı ne açlık, ne de yoksulluk sınırını yakalayabiliyorken doğalgaza, elektriğe, akaryakıta, köprü ve otoyollara peş peşe fahiş zamlar uygulandı. Konut kiralarında uygulanan yüzde 25 sınırının kaldırılmasıyla devlet elini bir kez daha yurttaşların üzerinden çekti. Her gün ev sahipleri ile kiracılar birbirini boğazlarken, iktidar bu kavgaya ‘dur’ dememeye ant içti.
Yoksulluk hem arttı hem süreklileşti
TÜİK verileri, toplumun giderek artan yoksulluk ve sosyal dışlanma riskiyle karşı karşıya kaldığını ortaya koydu. Konut sahipliği oranı 10 yılda 5 puan azalırken hanelerin yüzde 15,1’i ısınma masrafını karşılayamadığını belirtti. Sürekli yoksulluk oranında da artış yaşandı.
2024 yılı tamamlanırken TÜİK’in açıkladığı veriler, yoksulluk sınırının altındaki nüfusun arttığını, gelir eşitsizliğinin daha da belirginleştiğini ortaya koydu. 2023 gelir bilgileri referans alınarak yapılan araştırmada özellikle yüksek enflasyon ve düşen alım gücünün, geniş halk kesimlerinin yaşam koşullarını nasıl zorlaştırdığını gözler önüne serdi. Yaşanan ekonomik krizle başa çıkılamazken, toplumun en kırılgan kesimleri giderek daha fazla yoksulluğa itiliyor.
Yoksulluk durmak bilmiyor
Mobilya yenilemek, teknoloji tüketim mallarına ulaşmak eskisinden çok daha zor hale geliyor. Sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçevesi olan konutlar onarılamıyor. İzolasyon sorunu nedeniyle evler ısınamıyor. Paylaşımlı evlerde yaşayanlarda yoksulluk yaygınlaşıyor.
Veriler toplumun geniş kesimlerini yoksulluk girdabına sürükleyen mevcut politikaların, sonucunu net bir şekilde ortaya koydu. Çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşan hanehalklarında yoksulluk yüzde 10,8’e yükseldi.
Önceki yıla göre 3,1 puanlık bu yükseliş artan ekonomik yükün bu grupları daha da kırılgan hale getirdiğini ortaya koydu.
Kadınların yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altında olanların oranı yüzde 31,5 ile ortalamanın da üzerinde hesaplandı. Erkeklerde ise bu oran 27,1 ile ortalamanın altında kaldı.
Yapılan bir araştırmaya göre yurttaşların beyanlarından öne çıkanlar ise şöyle:
Yüzde 57’si tatil masrafından kıstı. Yüzde 39,3’ü et, balık, tavuk masrafını karşılayamadı. Yüzde 15’i ısınma masrafını ödeyemedi. Yüzde 26,8’i beklenmedik harcamaları karşılayamadı. Yüzde 59,6’sı eskimiş mobilyalarını yenileyemedi. Yüzde 3,5’i sıcak su sistemi olmayan evlerde yaşadı
Yoksulluk artmaya devam ediyor
Bu rakamlar, Türkiye'deki yoksulluk gerçeğini ve yöntemlerin önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Yoksulluk kriterleri, hane halklarına ve yaş gruplarına göre farklılık gösterebiliyor. Örneğin, yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altında olanlar, yani göreli yoksulluk, maddi ve sosyal yoksulluk, düşük iş yoğunluğu göstergelerinin en az birinden yoksun olanlar arasında 0-17 yaş grubundaki oran %38.9 olarak tespit edilmiş. Türkiye'de yoksulluk gerçeği sağlık, konut ve çevre sorunları gibi birçok alanda etkisini gösteriyor. Deprem ve pandemi gibi dönemlerde sınıfsal sonuçları çok net olarak gördük. İnsanların yaşam standartlarını yükseltebilecek sosyal politikalara ihtiyaç var. Asgari ücretle çalışanların oranı ve ücretlerin düşük seviyeleri, bu yoksulluğun derinleşmesine neden oluyor. Sosyal yardıma indirgenmeyen, geniş emekçi kesimlerin anayasal haklarını kullanmalarını sağlayacak bir sistem gerekiyor. Toplumda yaşanan bireyselleşme ve sosyal dayanışma zeminlerinin zayıflaması da yoksullukla mücadeleyi zorlaştırıyor. Bu nedenle, dayanışma zeminlerini güçlendirecek bir yaklaşıma ihtiyaç var.
Sürekli yoksulluk
Sürekli yoksulluğun artması kalıcı yoksulluğun derinleşmesi demek, aynı zamanda ülkedeki ekonomik istikrarsızlığının da en önemli göstergesi. Sürekli yoksulluk yaşayanlar aynı zamanda “çok boyutlu yoksulluk” da yaşarlar. Yani iş, eğitim, barınma, gıdaya, sağlığa erişim gibi temel problemleri de iç içe yaşarlar. Kalıcı yoksulluk oranının artması çocukların da yetişkin olduklarında yoksul olması ve yoksulluğun kuşaklar arası sürmesi ve yoksulluğun çocuklara miras olarak alması demektir. Göreceli yoksulluğun çoğalması da aslında eşitsizliğin bir o kadar derinleştiğinin de bir göstergesi aynı zamanda. Ne oluyor bu evlerde kirasını ödüyor ama gıdaya erişemiyor ya da gıdada kısıtlamaya, mutfak masrafını azaltmaya çalışıyor, çocuğu okulu bırakıp çalışmaya başlıyor. Daha kötü koşullarda başka bir eve taşınmak zorunda kalıyor. Sürekli borçlanıyor. Borçla yaşıyor, dinlenmiyor, tatile gidemiyor. Ne yapılması gerekiyor? Öncelikle erken çocukluk eğitimi daha çok önemsenmeli. Çocuk işçiliğinin önüne geçerek çocukları eğitime teşvik eden mekanizmaları yaratmak gerekli. En önemlisi sosyal politikalarda insan hakları temelli yaklaşımı benimsemek lazım.
Gıda fiyatları uçtu
İmam hatiplere mecbur bırakıldığı için evlatlarını özel okula göndermek isteyen aileler milyon liralık ücretlerle karşı karşıya kaldı. Özel okul ücretlerini karşılayamayan milyonlarca evladımız, tarikat ve cemaatlerin öykündürüldüğü imam hatiplerin kucağına bırakıldı. Enflasyonist ortamdan en çok da gıdalar etkilendi! Taze sebzelere yüzde 125 zam geldi; çocuklar yatağa aç girdi. Sözün özü, halkın sırtından alınan para yandaşlara gitti. AKP'nin politikaları ile kabus gibi geçen 2024 yılında cüzdanlar boşaldı, ocaklar söndü.
Çocuklar, gençler, kadınlar… Herkes mağdur olmuş durumda. Keza aynı şekilde emeklilerimiz de öyle. Yıllarca bu ülke için çalışan, üreten, emek verenlerimiz bugün en zor günleri yaşayanlar oldu.
Türkiye'de Emeklilerin Ekonomik Gücü ve Sosyal Yaşamı: Eğilimler ve Gerçekler” Araştırmasında. Emeklilerin yüzde 70’i genel olarak hayatından, yüzde 99’u ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşullarından memnun değil. Geçinemiyorlar, karınlarını doyurmak için yapacakları mutfak alışverişi için bile market market gezip ucuzluk araştırması yapıyorlar. Hayat boyu süren emeğin karşılığı bu mu olmalıydı? Halkın 2025 yılı için siyaset kurumundan tek bir isteği var. Aşın, işine karışılmaması. Ekonomik reformların yapılması, maaşların düzenlenmesi, refah seviyesinin artırılmasına yönelik politikaların geliştirilmesi gerektiği açıktı