Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Rain and snow
5°
Ara

Kadın hem övülüyor hem dövülüyor

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Kadın hem övülüyor hem dövülüyor

Kadın bir yandan övülüyor, öte yandan da dövülüyor, sövülüyor ve öldürülüyor. Bu bir çelişkidir  Bu, toplumda var olan gizli bir hastalıktır. Bir yanda "Cennet anaların ayağı Altındadır" diyeceksin, öbür tarafta en okkalı küfürleri cinsellik üzerinden kadına yönelik olarak kurgulayacaksın. Hedefte ana, bacı, avrat yani kadın olacak. Öfkeni kadına yönelik cinsellik üzerinden kusacaksın. Erkek egemen yapı ile kadında, “evlenilecek kadın, eğlenilecek kadın” kıstası yaratacaksın. Bu çelişkinin adı bana göre toplumsal hastalıktır. Toplumda var olan şiddetin her geçen gün artması, erkek bir günah işlediğinde elinin kiri, kadın işlediğinde temizlenmesi gereken namus meselesi, gözüyle görülmesi, kadına yönelik şiddet nedeniyle yaşanan ölümlere bir türlü dur denilememesi toplumun hastalığı ve insanlığın bir ayıbıdır. Kadına şiddete başvuranların bence zekâ gelişimi tamamlanmamıştır.

 

Kadına şiddet, hemen her gün tekrarlanıyor. Kadına şiddetin çözümleri üzerinde durulduğu söyleniyor ama hiç yeterli değildir. Ülkemizde erkeklerin bir kısmı kadınlara kadın çocuk doğuramadı ya da erkek çocuk doğuramadı diye, kadın bir işte çalışmak istedi diye, kapıyı geç açtı diye, soba yanmadı diye, yemek iyi pişmedi diye şiddet uygulamaktadır. Günümüzde eğitimin artması ile şiddet azalmasına rağmen, şiddetin dozu korkunç bir hal almıştır. Sapkın davranışlar, uyuşturucu maddelerin yaygınlaşması gibi nedenlerden dolayı kadına yapılan şiddetin kimi zaman bir vahşete dönüştüğü görülmektedir.

 

Burada bir gerçeği de göz ardı etmemek gerekir. Kadına şiddet uygulayanların çoğunun çocukluklarında kendilerinin şiddet gördüğü saptanmıştır. Bize düşen görev ise nedeni ne olursa olsun çocuklarımıza şiddet uygulamamaktır. Çünkü şiddet gören çocukların bir çoğu büyüdüklerinde şiddet uygulayan birer yetişkin olmaktadır. Kadın ve erkek beraber hayatın dengesidir. Birbirini tamamlamaya yönelik adımlar atılmalıdır. Çözüm kişisel bilinçlenmedir.
Aile içi şiddetin en büyük nedenlerinden bir sosyo ekonomik sorunlar. Kadına şiddetin en büyük nedenlerden biri ekonomik sıkıntı, işsizlik ve refah seviyesinin düşük olmasıdır. Aileye bakamayacak kadar gelirin olmamasından yaşanan stres ve gerilim sonucu kadınlar erkekler tarafından şiddete maruz kalmaktadır. Şiddet, her şeyden önce bir güç gösterisidir. Şiddet uygulayan, karşı tarafa kendi gücünü hissettirmek ister. Toplumda yaşanan şiddetin temelinde yatan sebepler konusunda onlarcası sıralanabilir, ancak bu sebepleri tetikleyen ana neden karı koca arasındaki iletişimsizliktir. Tüm bunlara küçük yaşta evlendirilen, ekonomik olarak özgürlükleri ellerinde bulunmayan yani çalışmayan kadınlar eklenince vahim durumlar ortaya çıkmaktadır. Hoyratlığın ve hiddetin her türlüsünü pervasızca sergileyen bu şahıslar toplumdan tecrit edilmeli ve ıslah yolları aranmalıdır.

 

Aslında kadına yönelik şiddetin de, toplumda görülen diğer bütün şiddetlerin de temelinde aynı şey yatmaktadır. Sağlıksız iletişim ve eğitimsizlik. (Eğitimden kasıt diploma sahibi olma değildir.) Yasalar ve polisiye tedbirlerle şiddetin önüne geçilemez. Ama kadın yasal haklarını bilmeli, bu haklarını kullanmada ödün vermemelidir. Çünkü ödün ödünü getirir.

 

Tokat atma, vurma, tekmeleme ve dövme gibi fiziksel saldırı fiilleri, sindirme, sürekli küçük düşürme, aşağılama gibi psikolojik tacizler, cinsel ilişkiye zorlama ve öteki cinsel yolları zor kullanma biçimleri, kadını ailesinden ve arkadaşlarından uzaklaştırma, hareketlerini kısıtlama gibi çeşitli kontrol edici davranışlar hoş görülmemelidir. Kadın haklarını bilmesi açısından iyi eğitilmelidir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *