Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Rain and snow
5°
Ara
Damga Gündem Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gerekli sanatı muhafaza etmeliyiz!

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gerekli sanatı muhafaza etmeliyiz!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İçine sirayet ettiği her bünyeyi tektipleştiren neoliberal kültür akımlarının ve dijitalleşmenin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de etkisini artırdığını görüyoruz. Bunun için, tarihten süzülüp gelen gelenekli sanatlarımızı muhafaza etmeli, ilmi ve kültürel çalışmalarımızı günümüzün sunduğu imkanlarla çok daha ileri noktalara taşımalıyız” dedi

Okunma Süresi: 4 dk

Tiyatro dalındaki ödülü bu yıl Turan Oflazoğlu'na takdim ettiklerini aktaran Erdoğan, "Evrensel temaları, yerel ve kadim değerlerle işleyen bugünün manzarasını tarihi olay ve şahsiyetlerimizle mezeden Turan Oflazoğlu, geniş perspektifi ve engin birikimiyle temayüz etmiştir. Türk edebiyatına damga vuran şiirleriyle, denemeleriyle senaryo ve çevirileriyle besleyen Turan Oflazoğlu, kültür ve sanat dünyamızda muhkem bir yer edinen güçlü yazarlarımızdan biri olmuştur. Bir eserinde 'dünyanın açtığı en güzel çiçek olabilecekken, dünyanın bağrını oyan bir yara olmakta insan' diyerek, günümüz insanına ayna tutan Sayın Oflazoğlu'nu tebrik ediyor, kendisine sağlıklı ve bereketli ömürler temenni ediyorum" diye konuştu.

Ödülü tevdi ediyoruz

Erdoğan, "Kütüphaneler milletlerin asırlara sari hafızalarının yaşadığı, yaşatıldığı, muhafaza altına alındığı ilim ve kültür mahfilleridir. Bu mekanları nefes alan bir yapıya kavuşturmak ilim erbabı ve araştırmacılar başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin istifadesine sunmak milli ve manevi kimliğimizin devamı için vazgeçilmezdir. 25 yılını Atatürk kitaplığına vakfeden şimdilerde Sultan Abdülhamit Han'ın kurduğu Türkiye'nin ilk devlet kütüphanesi olan Beyazıt Devlet Kütüphanesi'nin müdürlük vazifesini yürüten Ramazan Minder'e kütüphanecilik ödülümüzü tevdi ediyoruz" dedi.

Binlerce kitabı çöpe attılar

Demokrasi tarihinin utanç vesikalarından biri olan 28 Şubat sürecinde Sultan Abdülhamit Han'ın Yıldız Sarayı'ndaki kütüphanesine ait 4 bin 400 kitap kendi tarihlerine düşman olanlar tarafından çöpe atıldığını kaydeden Erdoğan, "İçinde nadir eserlerinde yer aldığı bu kitapların tamamını Atatürk kitaplığına kazandıran Ramazan Minder, Medine müdafiği Fahrettin Paşa, Hamidiye kahramanı Rauf Orbay ve daha nice tarihi şahsiyetin şahsi arşivlerini satın alıp Atatürk kitaplığına taşıdı. Beyazıt Devlet Kütüphanesi'ndeki yazma ve matbu eserlerin bakımı ve restorasyonu için fedakarca çalışan Sayın Minder, dijitalleştirme ve kataloglama faaliyetleriyle sosyal mekan düzenlemeleriyle kütüphanelerimizin modernize edilmesinde öncü bir rol oynamıştır. Kütüphanecilik koleksiyonumuzun bugünkü seviyesine ulaşmasında büyük emek sahibi olan Ramazan Minder'i kutluyor, tarihi ve kültür mirasımıza sahip çıktığı için kendisine şükranlarımı sunuyorum" ifadelerini kullandı.

Sedefkarımızı tebrik ederim

Bu yılki zanaatlar ödülünü ise Salih Balakbabalar'a takdim ettiklerini belirten Erdoğan, "Hat, tezginat, ahşap oyma ve sedef işçiliği gibi geleneksel sanatlarımızı kendi üslubuyla harmanlayıp özgün ve modern bir çizgiye taşıyan Salih hocamızın birçok eseri yurt içi ve yurt dışındaki müze ve koleksiyonlarda sergileniyor. Altın, gümüş, sedef, ahşap, fil dişi ve pirinç gibi malzemelerle hat sanatı ve Türk tezginatının en nadide eserlerine hayat veren kıymetli sedefkarımızı yürekten tebrik ediyor, geleneksel sanatlarımıza yaptığı eşsiz katkılar için kendisine teşekkür ediyorum" dedi.

Halit Refiğ unutulmadı

Bu yılki vefa ödülünün sahibinin, Türk sinemasının usta ismi Halit Refiğ olduğunu aktaran Erdoğan, "1958'den ebediyete irtihal ettiği 2009 yılına kadar sinema çalışmalarını sürdüren Halit Refiğ yarım asırlık sanat hayatında danışman, senarist, yapımcı ve yönetmen olarak Türk sinemasına kıymetli eserler kazandırdı. Halit Refiğ öncüsü olduğu ulusal sinema hareketiyle Türk sinemasının yerli ve milli değerler üzerine bina edilmesinde ses getiren adeta çığır açan işlere imza atmıştır. Batı'yı esas alan sinema anlayışını yalnızca filmleriyle değil hitaplarıyla da eleştiren Halit Refiğ, Türk sinemasının merkezine kendi tarihimizin öz değerlerimizin yerleştirilmesi gerektiğini savunmuştur. Halk kültürümüzü tarihi birikimimizi ve bizi biz yapan hasletleri ustalıklı ve gerçekçi bir şekilde beyaz perdeye taşımıştır. 'Ben, Halit Refiğ. Türkiye ve Türk halkı üzerine bugün ne biliyorsam mesleğim ve Türk sinemasına ilgim sayesinde öğrendim. Türkiye'de halktan gelen ve halka dönecek olan ilk gerçek halk sanatının öncülerinden biri olmaktan heyecan ve gurur duyuyoruz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *