Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Hafif yağmur
8°
Ara
Damga Manşet Haber Çare sandık!

Çare sandık!

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, hakkında başlatılan soruşturmalar kapsamında Çağlayan adliyesinde savcıya ifade verdi. İfade sonrasında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'la birlikte kendisini desteklemeye gelenlere hitap eden İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslendi. İmamoğlu, “Geçmişte soyunduğun gibi, bu davanın da savcılığına soyunuyorsun. Bu işten kurtulmanın yolu ne biliyor musunuz? Sandık, sandık. Sandık gelecek, bu iktidar gidecek” dedi

Okunma Süresi: 7 dk

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, hakkında, “İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'in tehdit edilmesi” ve “bilirkişi Satılmış B.’nin ifşa edilmesi” iddialarıyla başlatılan soruşturmalar kapsamında ifade vermek üzere Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı'na geldi. İmamoğlu’na adliyeye gelişi sırasında eşi Dr. Dilek Kaya İmamoğlu, TBMM Adalet Komisyonu üyesi ve CHP Yüksek Disiplin Kurulu Başkanı Turan Taşkın Özer, danışmanı Murat Ongun ve avukatları eşlik etti. Hakim-savcılar için ayrılan asansörle 7’nci kata çıkan İmamoğlu, avukatları Kemal Polat, Mehmet Pehlivan ve Nusret Yılmaz eşliğinde ifade verdi. İmamoğlu’na destek veren vatandaşlar da adliyenin Çağlayan Meydanı’na bakan kısmını doldurdu. Bu sırada, bazı milletvekilleri ve vatandaşlar ile polis arasında kısa süreli gerginlik çıktı.


Yılmadık, yılmayacağız

11.40 sıralarında adliyeden ayrılan İmamoğlu'na Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da eşlik etti. İmamoğlu ve beraberindeki heyet, adliyenin protokol kapısı önüne getirilen otobüs üzerinden vatandaşlara seslendi. CHP’li 14 büyükşehir belediye başkanı, ana muhalefet ve muhalefet partilerinden çok sayıda ismin destek verdiği İmamoğlu, “Çok zor koşullarda bize destek olmak için buraya gelen bütün dostlarımızı, bütün hemşehrilerimizi, bütün yol arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Gerçekten çok kapsayıcı bir sürecin içindeyiz. Burada olmayan siyasi parti yok. Bu benim için en büyük gurur vesilesi. Burada tek tek ismini sayarsam yanlış olabilir, atlayabilirim ama ifade edelim ki, bugün iktidar partisi hariç burada. Bütün siyasi partiler, bugün buraya adaletin savunması için, bu ülkede adaletin tesisi için bize destek olmaya geldiler. Çünkü, gerçekten 16 milyon insanın temsilcisi, burada böyle bir ifade vermemeliydi. Böyle bir ifade günü olmamalıydı. Sevgili dostlarım, bugünkü mesele, adalet meselesidir; Hak, hukuk, arama meselesidir. Bugünkü mesele, İstanbul’da ne yazık ki kurulmaya çalışılan bir kumpasın geldiği bir sonuçtur. Hedefin ne olduğu belli. İstanbul'da dört aydır, yargı tacizinin en üst seviyesini yaşıyoruz. Ama yılmadık, yılmayacağız. Haksızlığa, hukuksuzluğa karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Esenyurt'ta başlayan ve Ahmet Özer Hocamızın sabahın köründe derdest edilerek hapse atılması, Beşiktaş'ta Rıza Akpolat kardeşimizin haksız yere tutuklanarak, görevinden uzaklaştırılması süreciyle beraber, bu yargı eliyle süreci dizayn etme çabası devam etmektedir” dedi.


Dayanışma içindeyiz

“Bugün büyük bir dayanışma ruhu içerisindeyiz” diyen İmamoğlu, “Dedim ya; siyasi partilerimizin tamamı burada. Hatta genel başkanlarının bize katkı sunduğunu biliyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nin bu şanlı devletin bekası için, milletimizin birlik ve beraberliği için her birisine yürekten teşekkür ediyorum, minnet duygularımı iletiyorum. Elbette benim siyasi yol arkadaşlarım bugün burada. Hem İstanbul'umuzun hem ülkemizin farklı noktalarından yönetici dostlarımız burada. Partimizin en üst seviyesinden üyesine kadar herkesin katkı sunduğu bir ortamın içerisindeyiz. Her daim yanımızda olan partimizdeki yol arkadaşlarımıza, bütün yöneticilerimize de teşekkür ediyorum, minnet duygularımı iletiyorum. Bütün örgütümüzün yanı sıra, elbette yol yürüdüğümüz, özellikle 31 Mart'tan sonra gösterilen seçim başarısıyla Türkiye'nin birinci partisi olan CHP'ye, başta Sayın Özgür Özel Genel Başkanımız olmak üzere, her birinize, en fazla da belediye başkanlarına nasıl müdahale edildiğini, nasıl kötü bir muamelenin gösterildiğini hep beraber yaşadık, yaşamaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.


Kimsenin korkusu yok

İki konuda ifade verdiğini dile getiren İmamoğlu, “Bir tanesi; bir panelde, sevgili kardeşim, Gençlik Kolları Genel Başkanımız Cem Aydın… Çok sayıda polisle gidiliyor, evinden ifade verilmek için adliyeye getiriliyor. Allah aşkına, deseniz ki, ‘Sayın Cem Aydın, gel, ifade ver.’ Yahu Cem Aydın, aha burada, adliyenin önünde. Bir korkusu olur mu bu insanların? Aramızda bir Allah'ın kulunun bile korkusu yok. Gider, ifadesini verir. Veremeyeceğimiz hesap yok. Neymiş? İtibarsızlaştıracaklar. Neymiş? Korkutacaklar. Bir abi gibi, bir baba duygusuyla, 'Bak sayın Başsavcı; biz, öyle adil bir dönemi bu ülkeye kazandırmak istiyoruz ki senin çocukların dahi, sadece onu değil, kim haksızlık, kim hukuksuzluk yapıyorsa, bu milletin hiçbir evladının sabahın köründe derdest edilerek evinden alınmayacağı günleri, herkese eşit bir adalet sistemini, yargının bağımsızlığını, bu ülkeye biz getireceğiz’ dedim. Biz, bunu söylüyoruz. Ailesini tehdit etmekle suçlayarak, bizi savcılığa ifadeye getiriyorlar. Biz, ‘Bu memlekette, bu 16 milyon şehirde bir çocuğumuzun bile eşit olmadığında, biz başımızı yastığa koyamayız’ diyerek yola çıkmış bir ahlakın temsilcileriyiz” dedi.

 


Hep ifşa edeceğim!

İkinci soruşturma konusunun da 'bilirkişi' olduğunu belirten İmamoğlu, “Artık ismini söylemeyeceğim, herkes tanıyor. Öyle bir bilirkişi ki istatistik kurallarını alt üst ediyor. Ekrem İmamoğlu ve yakın çevresinde hangi konu var ise özellikle soruşturmanın başladığı anda ilk bilirkişi olarak çağrılıyor. Ve o bilirkişi raporlarıyla dava açılıyor. Şu ana kadar yazdığı her bilirkişi raporun da başka uzman bilirkişiler tarafından tamamen yanlış olduğu tescil ediliyor. Özellikle son Esenyurt ve Beşiktaş operasyonunda, Esenyurt için tutulan tutanakta, orada üç bilirkişinin ismi yazıyorken, diğer ikisinin haberi olmadan, bilgisi olmadan bir rapor yazıyor, imzalıyor, tamamen usule, hukuka kanuna, aykırı. İkisinin imzası olmadan o üç kişinin ismi yazıyorsa, bilirkişi raporu çıkamaz, öyle değil mi? Dolayısıyla, böyle bir evrakta sahteciliğe kadar giden uydurma bir rapor düzenliyor. Yahu bu millete kötülük düşünen, bu milletin birlik ve beraberliğine alt üst etmeye çalışanı ben ifşa etmeyeceğim de kim edecek? Hep ifşa edeceğim. İfşa etmeye devam edeceğim” diye konuştu.


 

Savcılığa soyunuyorsun

“Efendim, onu ifşa ettim diye, neymiş; yargıyı, yargının işlemesini engelleyici veya kötüleyici hakaret içeren vesaire diye ifadeye çağrıldım” diyen İmamoğlu, “Etki altına alıyormuşum, etki altına. Bir kere bilirkişi raporları verilmiş, altına imzasını atmış o bilirkişisine ben nasıl etkide bulunacağım? Mümkün mü? Değil. Sevgili dostlarım, ne dedi sayın Cumhurbaşkanı? ‘Turpun büyüğü heybede’ dedi, öyle değil mi? Bir yargıya, yargı mensuplarına dönüp, buradan adliyenin önünden söylüyorum; ‘turpun büyüğü heybededir’ demek nedir biliyor musunuz? O dosyalarda gizlilik kararı var. Avukatın bile açıp bilgi alamadığı yerde, ‘turpun büyüğü heybede’ demek; ben, soruşturma seviyesinde olan bu dosyaların her kalemini, her sayfasını biliyorum demek değil midir? Peki sayın Cumhurbaşkanı'nın böyle bir dosyaya bakabilme, inceleyebilme hakkı var mı? Hakkı yok. Ama ona rağmen diyorsun ki, ‘Ben biliyorum.’ Hatta daha da ileri gidiyorsun, ‘Ben’ diyorsun, ‘Bu davayı takip ediyorum. Endişeli bunlar. Çünkü turpun büyüğü heybede.’ Daha ilerisi, ‘Ne yapılacağını da biliyorum’ diyorsun. Yani bu davanın da geçmişte soyunduğun gibi, bu davanın da savcılığına soyunuyorsun. Öyle değil mi?” diye sordu.

 

SÖZümün ERİYİM

 

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, 20 Ocak tarihinde katıldığı bir programda İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek ve ailesiyle ilgili kullandığı ifadeler nedeniyle 'Tehdit' ve 'Terörle mücadele eden kişileri hedef göstermek' suçlarından soruşturma başlatıldı. 27 Ocak'ta ise İmamoğlu, konuşmasında kamu davalarında görevli bilirkişinin ismini açık şekilde vermesi nedeniyle 'Yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs' ve 'Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs' suçlarından hakkında re'sen soruşturma başlatıldı. İmamoğlu, ifade vermek üzere bugün İstanbul Adalet Sarayı'na geldi. İmamoğlu'nun savcılıktaki ifadesi ortaya çıktı.

İmamoğlu ifadesinde, "Üzerime isnat olunan suçlamaları anladım. Bugün burada bulunmamın, hukukun değil talimatların egemen olduğu bir düzenden kaynaklandığını düşünmekteyim. Şöyle ki; ben ‘Hak yemem ama hakkımı da yedirmem’ diyerek seçilmiş bir kişiyim ve sözümün eriyim. Biz, hukukun talimatla değil, evrensel ilkelerle işleyeceği bir gelecek için gece gündüz çalışıyoruz. Çocuklarımız da gelecek kuşaklar da adaletin sıcaklığıyla huzur ve güven içinde uyuyabilsinler diye, resmi davet yazısıyla ifade vermeye pekala davet edilebilecek olan CHP Gençlik Kolları Genel Başkanımızın kapısına gün doğmadan çok sayıda polisle gidilmesini eleştirirken, bir abi - bir baba şefkatiyle sarf ettiğim sözlerimi tehdit olarak görmek, bağımsız yargıyı ve gerçek adaleti tehdit olarak görmek demektir” dedi.


 


 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *