Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Hafif yağmur
8°
Ara
Damga Sağlık Marmara Denizi'nde Müsilaj Bulundu: Bilim İnsanları Alarm Veriyor

Marmara Denizi'nde Müsilaj Bulundu: Bilim İnsanları Alarm Veriyor

İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi araştırma grubu, Marmara Denizi'ndeki müsilaj sorununu derinlemesine inceleyerek, denizin ekosistemini olumsuz etkileyen durumu belirledi. Araştırmalar, müsilajın derinliklerde de yayıldığını ve ciddi bir çevresel krize yol açabileceğini gösteriyor. Uzmanlar, acil önlemler alınması ve ortak çaba sarf edilmesi gerektiğini vurguluyor.

Okunma Süresi: 4 dk

İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi öğretim üyelerinden oluşan bir araştırma grubu, Marmara Denizi'ndeki ekosistem sorunlarını incelemek ve dip yüzeyindeki canlıların durumunu belirlemek amacıyla kapsamlı bir araştırma başlattı. Araştırma, özellikle Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorununa odaklanarak, denizin dip yüzeyindeki çölleşmeyi gözlemlemeyi hedefliyor. Bu kapsamda, 'R/V YUNUS-S' adlı araştırma gemisiyle yapılan incelemelerde, Marmara Denizi'nin derinliklerinde tehlikeli bir müsilaj tabakasına rastlandı.

Müsilajın Marmara Denizi'ndeki Yeri

Müsilaj, denizlerde organik madde ve mikroorganizmaların aşırı çoğalması sonucu oluşan bir tabakadır ve suyun oksijen seviyesini düşürerek deniz ekosistemini olumsuz etkiler. Marmara Denizi, özellikle 2021 yılında yaşadığı müsilaj felaketi ile dikkat çekmişti. Uzmanlar, Marmara Denizi'nin son yıllarda artan baskılar altında olduğunu ve müsilajın tekrar yaşanabileceğini uyarıyor.

İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar, Marmara Denizi'nin ekolojik yapısının doğal olarak pek çok tür için geçiş ve göç yolu olduğunu belirtiyor. Ancak, denizin Karadeniz ve Ege Denizi arasında bir geçiş bölgesi olmasına rağmen, insan faaliyetleri nedeniyle ciddi ekolojik baskılar altında olduğu vurgulanıyor. Prof. Dr. Okyar, Marmara Denizi’nde balıkçılık, kirlilik ve kıyı tahribatı gibi pek çok antropojenik faktörün, biyoçeşitlilik ve su kalitesinde azalmaya yol açtığını ifade etti.

Derinlemesine Araştırmalar ve Yeni Bulgular

Araştırma grubunun Tekirdağ’ın Marmaraereğlisi ilçesi açıklarında yaptığı çalışmada, su altı kamerasıyla yapılan gözlemler, 22 metre derinlikte bir müsilaj tabakasının varlığını ortaya çıkardı. Ancak, araştırmacılar, 300 metre derinlikte karşılaştıkları görüntülerin daha da derinlemesine inebileceğini fark ettiler ve kamerayı daha da aşağı indirerek örnekler topladılar. Bu gözlemler, Marmara Denizi'ndeki müsilajın daha geniş bir alana yayılabileceği ve derinliklerde de benzer sorunların devam ettiği anlamına geliyor.

Müsilajın Etkileri ve Gelecek Beklentileri

Prof. Dr. Okyar, Marmara Denizi'nin 2021 yılında yaşanan müsilaj olayından sonra, yöneticilerde bir “müsilaj kayboldu” hissiyatının oluştuğunu ancak bilim insanlarının bu durumun geçici olduğunu ve aynı koşullar tekrar oluştuğunda müsilajın geri döneceğini belirttiklerini ifade etti. Bu yıl, bilim insanları dalgıçlar ve balıkçılardan aldıkları bilgileri değerlendirerek, denizin 10-15 metre derinliklerinde kümelenmiş müsilajlar tespit etti. Ayrıca, müsilajın patolojik bakteriler içerebileceği ve insan sağlığına tehdit oluşturabileceği konusunda da uyarılarda bulunuldu.

Kocaeli Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halim Aytekin Ergül, Marmara Denizi'nde müsilajın hala varlığını sürdürdüğünü belirterek, rüzgar ve akıntıların etkisiyle müsilajın farklı bölgelere taşındığını ve bu durumun müsilajın tam anlamıyla ortadan kaldırılmadığını gösterdiğini söyledi. Ayrıca, bölgedeki evsel atıkların ve deşarjların artarak devam etmesinin, bu sorunun çözülmesini engellediği vurgulandı.

Marmara Denizi'nin Geleceği İçin Acil Önlemler Gerekiyor

Marmara Denizi'nin geleceği için bilim insanları, daha etkili biyolojik arıtımlar, derin deşarjın kaldırılması ve kıyısal tahribatların engellenmesi gibi tedbirlerin alınması gerektiğini belirtiyor. Prof. Dr. Okyar, Marmara Denizi'nin hızla bir çöküşe doğru gittiğini ve bunun yalnızca deniz ekosistemini değil, etrafındaki yoğun nüfuslu şehirleri de olumsuz etkileyeceğini vurguladı. Ayrıca, müsilajın balıkçılık sektörüne zarar vereceği ve sağlık açısından tehlikeler oluşturacağı konusunda da uyarılarda bulundu.

Prof. Dr. Halim Aytekin Ergül, Marmara Denizi'nin özel çevre koruma bölgesi ilan edilmesinin doğru bir adım olduğunu ancak bu önlemlerin yeterli olmadığını belirtti. Nüfus artışı ve atık suların artan deşarjı nedeniyle denizin kendini rehabilite etmesinin zorlaştığını ifade etti.

Marmara Denizi'nin yaşadığı müsilaj sorunu, sadece bölgesel değil, ulusal bir çevresel kriz halini almış durumda. Uzmanlar, bu sorunla mücadelede daha ciddi ve uzun vadeli tedbirlerin alınması gerektiğini ve Marmara Denizi’nin korunması için tüm Türkiye'nin ortak bir çaba sarf etmesi gerektiğini ifade ediyor. Marmara Denizi'nin ekolojik dengesinin korunması, çevre kirliliğiyle mücadele, ve sürdürülebilir deniz yönetimi için hızlı ve etkili çözümler gerekiyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *