Aile hekimleri tarafından "eziyet yönetmeliği" olarak adlandırılan Performans ve Ödeme Yönetmeliği'ne karşı gerçekleştirilen bu eylemlerin ana nedeni, Sağlık Bakanlığı'nın geri adım atmaması. Sahim-Sen Genel Başkanı Özlem Akarken, yaptığı açıklamada, sağlık çalışanlarının haklarının görmezden gelinmesine ve meslek onuruna yönelik bu haksızlıklara sessiz kalamayacaklarını belirtti. Akarken yaptığı açıklamada, "Bakanlık, sağlık alanında yaşanan ciddi sorunları çözmek yerine, getirdiği yeni düzenlemelerle sorunları daha da derinleştirmektedir. Performansa dayalı ödeme sistemi ve torba kanun teklifleri, sağlık çalışanlarının haklarını zedelemekte ve sağlık hizmetlerinin kalitesini tehlikeye atmaktadır. Bakanlık herhangi mağduriyet olmadığını sosyal medya hesaplarından duyurmaya devam etmekte ama yönetmelik yayınlandıktan sonra ki bordrolar hala yayınlanmamıştır" dedi.
Mücadelemiz sürecek
Kasım ayında üç gün süren iş bırakma eylemlerinin sonuç vermemesi üzerine Aralık ayında daha güçlü bir adım atarak beş günlük grev gerçekleştirdiklerini hatırlatan Sahim-Sen Genel Başkanı Özlem Akarken, Sağlık Bakanlığı’nın tüm çağrılara rağmen sessiz kalmaya devam ettiğini vurguladı. Akarken, “Kasım ve Aralık aylarında yaptığımız eylemler sırasında taleplerimizi net bir şekilde dile getirdik. STK lar sayısız görüşme yaptı, dosyalar sundu, önerilerimiz detaylıca aktarıldı, ancak Bakanlık taleplerimizi duymazdan geldi. Halkın sağlığını korumak ve meslek onurlarımızı savunmak adına daha güçlü adımlar atmamız gerektiğine inanıyoruz. Halk sağlığını tehdit eden bu uygulamanın tamamen kaldırılması mümkündür ve bunun için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Adaletsizlik yönetmelik geri çekilmeli
Aile hekimlerinin yanı sıra ikinci ve üçüncü basamak hastanelerde görev yapan sağlık çalışanları da eylemlere katılacak. 8 Ocak'ta meslek onuru, halk sağlığı ve dayanışma adına bir günlük grev düzenleyecek olan sağlık çalışanları, Sağlık Bakanlığı'na "adaletsiz yönetmelik derhal geri çekilmeli" çağrısında bulundu. Sahim-Sen Genel Başkanı Akarken, ‘’Sağlıkta şiddeti artıracak düzenlemeler değil şiddetin önlenmesini sağlayacak etkin ve caydırıcı tedbirler alınmalı, etkili şiddet yasası çıkarılmalı ve sağlık çalışanlarının can güvenliği sağlanmalıdır. Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ve tıbbı donanımı ve aile sağlığı merkezleri kamu tarafından sağlanmalıdır. Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar Aile Sağlığı Merkezi sayısı hekim başına 2.000 nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır. Aile Hekimliğinde güvencesiz ve kadrosuz istihdamı kabul etmiyoruz. Aile sağlığı merkezlerinde nüfus yapısına göre yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir. Aile Hekimleri işveren olmamalıdır. Ebe ve hemşirelerin maaş ve teşvik ödeme kriterleri mesleki sorumluluklarının dışında kriterlerden oluşmakta iken Aile Sağlığı Merkezleri’nde çalışan ebe hemşirelerine ödenecek ücret Aile Hekiminin çalışma kriterleri ile değil kendi mesleki sorumluluklarına göre düzenlenmelidir.