Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Hafif yağmur
8°
Ara
Damga Manşet Haber Son dakika ihanete uğradık!

Son dakika ihanete uğradık!

Damga'ya konuşan İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Yücel Coşkun, önemli açıklamalarda bulundu. 2024 Mart yerel seçimlerinde ilk defa tek başına seçime gittiklerini belirten Coşkun, “Birçok ilçede bir gün önce belediye başkanı şu olsun, meclis şunlardan oluşsun diye değerlendirme yaptığımız başkanlarımız, son dakika istifa ederek başka bir partiyi tercih etti. Bu kadar büyük bir ihanete maruz kaldık” dedi

Okunma Süresi: 11 dk

SELVİ SARITAÇ-VEDAD BAYKAL

İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Yücel Coşkun, Damga'ya konuştu. Genel seçim sürecinde göreve geldiğini belirten Coşkun, “Göreve geldiğimde belediye başkan adaylarını belirleme sürecindeydik.  Birlikte mi yoksa ayrı ayrı mı seçime gireceğiz tartışması vardı. İstanbul teşkilatlarını ve üyelerinin yapısını bilen bir partinin kurucular kurulu üyesiyim ama öncesinde de il sekreterliği yapıyordum. İl başkanı olmadan önce de teşkilat başkan yardımcılığı yapıyordum. O dönemde Anadolu’da 30’un üzerinde vilayet gezdik. Oradaki teşkilatlarımızın bu tartışmalarına da bizzat şahit olduk. Kurucu Genel Başkanımız Meral Akşener, İstanbul teşkilatlarımızın ilçe başkanlarını davet ederek görüşlerini aldı. İstanbul ağırlıklı olarak iş birliği istedi. Biz de birlikte girersek neler yaparız, nasıl bir sistem oluştururuz, hangi ilçelerde güçlüyüz, nerede aday çıkarırsak Ak Parti’nin oylarını böleriz hesapları yaptık. İki kez toplantı yaptık ve sonuç itibari ile Özgür Özel’in genel başkanımızı ziyaretinin ardından bir karar çıktı. İlçe ve büyükşehir başkan adaylarımızı belirleyerek sahaya çıkma yükümlülüğümüz oldu. Yoğun bir süreç oldu. İstanbul Milletvekilimiz teşkilat başkanımız Buğra Kavuncu’nun bizi temsil edecek bir profil olarak adaylığında karar kıldık. Aday belirleme sürecimiz çok da tartışma konusu değildi. Bölgelerinin popüler isimleriyle görüştük, konuştuk. Birçok ilçede de bir gün önce belediye başkanı şu olsun, meclis şunlardan oluşsun diye değerlendirme yapan başkanlarımızın son dakika istifa ederek başka bir partiyi tercih ettiğini gördük. Bu kadar ihanete maruz kaldık” dedi.

Alnımızın akıyla çıktık

“Bir partinin seçmeni kimsenin tapulu malı değildir, tercihini değiştirebilir ama bir parti yöneticisi bir karar alınıyorsa ona uymak zorundadır” diyen Coşkun, “Katılmadığı bir kararsa kendisini ifade ederek müsade ister. Ama süreç başlamış aradan iki ay geçmiş, seçim kuruluna liste verileceği dönemde istifa vermek ihanet diye ifade edilebilir. Kaldı ki bu siyaseten söylenmiş bir cümleden ziyade, normal arkadaşlıklarda bile güven duyulmayan bir ilişki şeklidir. Sonuna listelerimizi verdik ve 7. yılında ilk defa tek başımıza seçime girdik. Bundan da alnımızın akıyla çıktık. Seçim sonucunda ummadığımız bir sonuçla karşılaştık ama İstanbul özelinde, ‘Anlat İstanbul’, ‘İki yaka İstanbul’, ‘Bizim İstanbul’ gibi programlar yaptık. Gittiğimiz bir ilçenin tüm mahallelerinde eş zamanlı çalışma yaptık. İstanbul’da böyle bir çalışma yapacak hiçbir teşkilat yoktur. Sahada 450-500 kişilik katılımlarla program yaptık” ifadelerini kullandı.

Dervişoğlu’nu destekledik

Saha çalışması kapsamında vatandaştan alınan şikayet, öneri yahut problemleri raporladıklarını ifade eden Coşkun, “Desteklediğimiz İBB adayımız Ekrem İmamoğlu’nu da her platformda savunuyorduk. Bu savunmalarımızı 4 yıl boyunca da yaptık. 4 yıl övüp sonrasında eleştirince tutarlı olmadı ve seçmende karşılık bulmadı. 2019’da bir birliktelik yaptık ama 2024’te taban birliktelik yaptı. Öncesinde bizi tercih etmiş seçmen, 2024’te bize oy vermedi. Bu durum İYİ Parti politikasından, yanlış yaptığından, kendisini temsil etmediğinden değil, ayrı aday çıkarmanın Cumhur İttifakına yarıyor algısına neden oldu. 25 sene sonra muhalefetin kazandığı İstanbul’u seçmen kaybetmek istemedi. Biz oy kaybını bekliyorduk ama bu kadar da düşük beklemiyorduk. Hem İstanbul hem de ülke genelinde düşen oy oranıyla edinilen seçim sonuçları bir değişimi getirdi. Devamında acaba parti dağılıyor mu, 2028’e çıkar mı diye endişeler ortaya çıktı. Biz de ilçe başkanlıklarımızı dolaşmaya başladık. Tüm teşkilatlarımızla birlikte hataları eksikleri bir yüzleşme yaptık, iyi de bir karşılık bulmaya başladık. Daha canla başla partiyi sahiplenen arkadaşları görüyoruz. Bu süreç Kurucu Genel Başkanın kongre kararı ile aday olmayacağını belirlemesiyle sonuçlandı. 3 aday yarıştı, İstanbul il teşkilatı olarak da Müsavat Dervişoğlu’nu destekledik ve kazandı. İyiki de kazanmış. Çok iyi bir genel başkanlık profili çiziyor ve en önemlisi partideki acaba yı ortadan kaldırdı. Önce parti içerisindekilerin genel başkanına inanması gerekiyor ki seçmen inansın. Partimizin 7. Kuruluş yıldönümünde de bu inancın tescillendiğini bizzat gördük. Kuruluşundaki havayı gördük. Tavanla tabanın bir olduğunu gördük. Okyanusu geçtik, şimdi daha rahat bir siyaset alanımız oluşmuş oldu” dedi.

Yekvücut olmak lazım

İki seçimde de yüzde 10’luk bir oy alındığını didle getiren Coşkun, “Kuruluşundan bu güne söylemlerinde bir değişiklik olmayan bir parti olarak demek ki böyle bir seçmen kitlemiz var bizim. Sadece yerelde bizden ayrışmış ama ülke politikasıyla alakalı bizim gibi düşündükleri aşikar. O günün koşullarında tercihlerini farklı kullanabilirlerdi, masaya oturma kalkma tartışmalarında bile İYİ Parti yüzde 10 ile seçimi bitirmiş. Yol haritası olarak da ilk hedef kitlesi daha önce oy aldığı vatandaşlarından oy alabilmek. Yüzde 20’ler 25 ler, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne baktığımızda da yüzde 51’i hedefleyen bir siyasi parti. Genel Başkanımız Müsavat Dervişoğlu’nun beraberlik çağrısının da toplumda karşılık bulduğunu halkın dili ile siyaset yapan bir parti lideri olarak, bu çağrıyı yapmadan önce seçmenimiz, halkımız yahut parti üyelerimizin nasıl tepki vereceği üzerine analizler yapılıyor. Bu açıklama müthiş karşılık buldu özellikle milliyetçi camia üzerinde. Ama bu çağrı aynı zamanda Atatürkçü, Cumhuriyetçi demokrasi yanlıları, insan hakları ihlalinin yapıldığını evinde, sokakta, sosyal medyada protesto eden herkeseydi. Bir adım ötesi bu despot yapıya karşılık yekvücut olmak. Oy verdin vermedinden öte, diktatör mantığında ile bir iktidar var ise herkesin onun karşısında bir olabilmesi lazım. Biz bunu Can Atalay, Osman Kavala, Gezi olayları, göz altına alınan gazeteciler, Ümit Özdağ gibi insana yapılan haksızlıklar karşınıda gösterdik. Sadece insana değil, hayvan hakları ile alakalı da hükümetin insana göstermediği özeni hayvana göstermeyen, göstermesini de beklemediğimiz bir yapıya karşılık topyekün mücadele etmemiz lazım” diye konuştu.

Haksızlığın karşısındayız

Ne geçmişte ne de gelecekte siyaseten hiçbir partiyle bir araya gelme ihtimalleri olmadığını ifade eden Yücel Coşkun, “Günün koşullarına göre ilerde farklı bir şey olabilir ama geçmiş hafızamızdan baktığımızda haksızlık ve hukuksuzluğa karşı bir duruş sergiliyoruz. Ak Parti’nin iktidara geldiği ve muktedir olduğu dönem itibari ile sürekli Türkiye'de basın özgürlüğünün yerlerde olduğunu görüyoruz. Haklı haksız diye bakmayıp finalde dünyada en çok soruşturma açılan, cezaevinde yatırılan meslek grubunun basın mensupları olduğu bir ülkeyiz. Sosyal medyada en ufak bir eleştiri yazan için de geçerli bu durum. 15-16 yaşındaki bir çocuk, kendisine uzatılan mikrofona, 'Silivri Soğuk' diye cevap veriyorsa düşünülecek bir şey yok. Bugün yaşananların geçmişte de çok örneği var. Bizler gelecekte de olmaması için bu günden birlikte mücadele etmeliyiz. Örnek olarak bir basın mensubuna haksızlık yapıldığında kanalın önündeyiz, adliyede yahut emniyetteyiz. Bir siyasi parti liderine yapılınca da aynı şekildeyiz. Bizim bunu vatandaşa yapıldığında da yapmamız lazım. Bunun siyasi kimliği, ünvanı önemli değil. Önemli olan adalet, demokrasi, hukukun üstünlüğü herkes için” açıklamasını yaptı.

Gelecek için tehlike!

Konuşmasının devamında, “Bu iktidarın da ömrü bitecek ama bu zihniyet oldukça, başka iktidarlar da aynı uygulamaları yapabilirler. Bu durum geleceğimiz için büyük tehlike” diyen Coşkun son günlerde çok tartışılan kayyum uygulaması hakkında da “Hükümet kayyumu sopa olarak kullanıyor” diyerek, buna karşı olduklarını, bir görev değişikliğinde meclis üyeleri içinden seçim yapılması gerektiğini savundu. Coşkun, siyasi partilerin de aday belirlerken ileride olabilecek bir soruşturma ihtimalini göz önünde bulundurmaları gerektiğini söyledi. Coşkun, “Özellikle HDP belediyelerine baktığımızda kimi koysa seçilebilecek yerde özellikle bu türden kişileri aday olarak koymaları kafalarda soru işareti yaratmıyor değil. Geçmişte de kayyum görenler olarak aynı mantıkta devam etmeleri tabii ki hükümetin yaptıklarını masum kılmıyor. Seçmen iradesine uzanan hiçbir eli kabul etmiyoruz” dedi.

 

İKTİDAR İSTERSE ERKEN SEÇİM OLUR!

İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Yücel Coşkun, ekrken seçim hakkında değerlendirmede bulundu. “Vatandaşta erken seçim beklentisi var ama gerçek şu. Hükümet istiyorsa erken seçim oluyor, istemiyorsa olmuyor” diyen Coşkun, “Senaryoları eski parlamenter sistem üzerinden değerlendiriyoruz. Ekonomik kriz olur, namuslu vekiller vardır, hukukun, demokrasinin adaletin üstünlüğünün yerlerde olduğu bir dönemde çıkar mecliste eleştiri yapar, basın da bunu yazardı. Sivil toplum kuruluşları yönetilemediğini dillendirir, ekonomiyle alakalı sendikalar protesto eylemleri yapardı. Basında yazan yok, sendikalardan konuşan yok, tekdüze bir yapıda, iki dudak arasında kalmış bir seçim. Bizim reddettiğimiz bir şey var. Erdoğan aday olamıyor. Çünkü 3 defa yaptı. Kanunda en fazla o kadar hak veriyor. Şimdi istisnai adaylıkta da şöyle ayrışıyoruz. Bu sistem geldikten sonra en fazla 3, biz toplamı 3 diye tartışıyoruz. Bu hukukçular arasında da tartışılan bir konudur. Erdoğan'ın tek aday olma sebebi, meclisten erken seçim kararı alabilmesi. Baktığımızda da bu yönde hazırlıklar olduğunu görüyoruz. İYİ Parti de Genel Başkanı'yla, teşkilatlarıyla erken seçime hazır. MHP’nin yarım saatten fazla ana akım medyada grup konuşması verilirken, İYİ Parti'nin grup konuşmaları sadece haber bülteninde asıl söylemek istenenin dışında cümlelerle geçiştiriliyor. Buna rağmen hem sosyal medya hem teşkilatları aracılığı ile vatandaşa ulaşıyor. İzlenme oranlarını görüyoruz. Her an seçim olacakmış gibi reklam kampanyaları da da hazırlanıyor” ifadelerini kullandı. 

İMAMOĞLU VERDİĞİ SÖZLERİ TUTMADI!

İBB'nin çalışmalarını değerlendiren Yücel Coşkun, “Biz Ekrem İmamoğlu’nu 2024’te tekrar seçtik ve yaptıklarını bu tarihten sonra kıyaslayacağız. 2019 ile 2024 arası yaptıklarının karşılığı mart seçimlerinde verildi. Ama şimdi değerlendirmeyi 2029 Mart seçimlerinden sonra yapabiliriz. Metrobüs kazalarını, ölen vatandaşları, rögar kapağının yerinden fırlayarak metrobüse çarptığını, yanan İETT otobüslerini gördük mü gördük. Engelli vatandaşlarımızla alakalı bir çözümleri var mı? Yok.  Ülkemizdeki depremleri gördük. İnsanlar ailelerine DNA’ları ile teslim edildi. Evlatlarımızı kolonların arasından almak istemiyoruz. Mart seçimlerinden bu güne kentsel dönüşüm yapılamadı, verilen sözler tutulmadı. O zaman eleştireceğiz. 5 senede şu kadar bina yıkılıp yapılacak denildi, yüzde 2’si yapılamadı. Ulaşımla, metrobüs alımıyla alakalı sözler verildi. Hangi hat açıldı. Seçim dönemi ekranlara projeler dolaştırılıyor, oy alındıktan sonra icraat yok. Şimdi de tartışılan Ekrem Bey Cumhurbaşkan adayı olacak mı olmayacak mı? Önce buraları halledelim, sonra tartışalım. Oy veren vatandaşın beklentisi olduğu gibi vermeyen vatandaşından hem il belediyesinden, hem de hükümetten beklentisi olur. Ekrem İmamoğlu’nun ilk senesinde vaad ettiği şeyleri yerine getiremediğini görüyoruz” yorumunu yaptı.

ÇİZGİMİZDE EN UFAK BİR KIRILMA YOK!

Konuşmasının sonunda vatandaşlara çağrıda bulunan Yücel Coşkun, “Daha önce bize oy vermiş vatandaşlarımızın oylarına talibiz çünkü İYİ Parti değişmedi. 2023 seçimlerinde İstanbul’daki vatandaşlarımızla yaptığımız temaslarımızda her siyasi partinin taraftarına denk geliyorduk. Cumhur İttifakı seçmeni Ekrem İmamoğlu ya da Mansur Yavaş aday olursa oy veririm diyordu ve toplumda böyle bir yaklaşım olduğunu belirttik. Anketler de bunu gösteriyor, Kılıçdaroğlu adaylığında diretmeyin dedik ama bize dayatma yapıldı. Ekrem Beyin de her ortamda aday olacağım, olmasam da aday çıkacağım tavrı İYİ Parti’yi bu şekilde davranmaya itti. İYİ Parti aslında vatandaşın beklentisine göre tavır almaya çalıştı ama oyunun bozanı gibi algılandı. Sonra dönüp tekrardan Kılıçdaroğlu'nun adaylığı için çalışmaya başladı. Yani İYİ Parti bir beklentinin yanında durdu. Yani partimiz kurulduğu günden bu yana çizgisinde en ufak bir kırılma olmadı. Sizi İYİ Parti’ye getiren, oy vermeye sebepler ortadan kalkmadığı gibi arttı” yorumunu yaptı.

HEPSİ BİR ÇUVALDALAR

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin Öcalan çağrısını değerlendiren Yücel Coşkun, “Öcalan çağrısı yapan ve adında da Milliyetçi yazan bir parti var. Basın mensubu olarak her şeye hazırsınızdır ama sizi bile şok etti değil mi? Bu çağrı DEM’den gelse şaşırmazsınız. Ak Parti’den gelse ‘Ya gene ne düşündüler’ denilip geliştirilebilir ama MHP’den gelince şok geçiriyorsunuz. Bir önceki çözüm sürecinde en yoğun muhalefette bulunan, 'PKK eşittir AKP' diyen Devlet Bahçeli. O dönemde birbirlerine etmedikleri laf yoktu. MHP’nin yaptığı bu çağrıya ilk cevap DEM’den geliyor. Meclisteki siyasilere bakınca Ak Parti hazır, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı da ‘Ben onlara devlet vadediyorum’ diyor. Sürecin de bizzat destekçisi. Nihayetinde umut hakkı yani özgürlük. Yani Öcalan'ın salıverilmesi. Buna itiraz eden tek parti de İYİ Parti. Bir şey daha var ki; 'Gazi meclise bebek katili gelsin konuşsun.' deniyor. Artık bebek katili lafı da hoş karşılanmıyor, adı İmralı oldu. Hepsinin elele verdiği mecliste tek itiraz eden İYİ Parti. Öcalan'ın affedilip meclise gelmesini istiyorsanız İYİ Parti dışındaki partileri tercih edebilirsiniz. Çünkü hepsi bir çuvaldalar. İYİ Parti size şunu vadediyor, 'Öcalan o meclise gelemez.' Diğerlerine oy vereceğim demek, Öcalan'ı da affederim demektir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi referandumu öncesinde “Bu diktatörlük, kuvvetler ayrılığının olmadığı, tek adam rejiminin olduğu, yarın mahkeme mahkeme gezeceğimizi, adaletin, yargının, hukukun yerlerde olacağını” söylediklerini belirten Yücel, “Bugün de haklı olduğumuz görülüyor. Cumhurbaşkanı ‘Turbun büyüğü heybede’ diyor. Soruşturmaları yargı yapar. Bir Cumhurbaşkanı bu sözü söylüyorsa ya yargıdan bilgi alıyor ya da müdahale ediyor” eleştirisinde bulundu.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *