İstanbul Barosu, Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi için rapor hazırladı. Raporu İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi Cezaevleri Alt Çalışma Grubu hazırladı. Raporda cezaevi ziyareti sırasında mahpuslarla yapılan görüşmelere ve gözlemlere yer verildi. Rapora göre cezaevinde öğün sayısı ikiye düşürüldü. Kantin fiyatları çok pahalı, verilen öğünlerin porsiyonları da yetersiz. Raporda öne çıkan diğer sorunlar sağlık hakkına erişim, sohbet hakkı ve hukuki desteğe erişim olarak sıralandı.
Hak ihlalleri bitmiyor
Keyfi olarak fiili disiplin cezalarıyla karşı karşıya kaldıklarını anlatan mahpuslar bu durumun “iyi hal” tespitinde soruna neden olduğunu ifade etti. Raporda infaz süresi tamamlanmasına rağmen cezaevinde tutulmaya devam edilen mahpuslar olduğu da belirtildi. Cezaevinde tüm talep ve şikayetler için dilekçe hazırlanması gerektiğini ifade eden İstanbul Barosu, buna karşın raporda kalem ve kağıda erişimin sınırlı olduğuna, kimi grupların maddi imkansızlıklar nedeniyle kalem ve kağıt alamadığına, bu nedenle hak talebinde zorluk yaşandığına dikkat çekildi. Rapora göre cezaevinde okuma yazma bilmeyen, maddi imkansızlıklar nedeniyle avukata erişim sağlayamayan mahpuslar da sıklıkla hak ihlallerine maruz kalıyor.
Kahvaltı verilmiyor
Rapora göre cezaevinde bir süredir kahvaltı dağıtımı yapılmıyor. Mahpuslara günde yalnızca iki öğün yemek veriliyor. Mahpuslarla yapılan görüşmelerde bulunan İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi Sekreteri Av. Onur Sezen, geçtiğimiz yıl aynı cezaevine ilişkin yapılan raporlamada böyle bir durumun söz konusu olmadığını ifade etti. Öğün sayısının ikiye düşürülmesinin son bir yılda hayata geçirildiğini söyleyen Av. Sezen ancak net bir tarih tespiti olmadığını vurguladı.
Müdür görüşmüyor
Öğün sayısının ne zaman ikiye düşürüldüğünü sormak için aradığımız Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi İnfaz Kurumu Sekreterliği yetkilisi, önce böyle bir durum olmadığını iddia etti. Daha sonra sorularımızı yanıtlamak için öncelikle İstanbul Başsavcılığından yazılı izin almamız gerektiğini öne süren cezaevi yetkilisi, yazılı izin talimatını bizzat infaz kurumu müdürünün verdiğini dile getirdi. Cezaevi müdürü ile görüşme talebimiz ise reddedildi. Sorularımızı iletmeye devam ettiğimiz sırada ise aramamız önce bekletmeye alındı, 2-3 dakika süren sessizlik sonrası telefon yüzümüze kapatıldı.
Kantin fiyatları fahiş
Rapora göre görüşme yapılan tüm mahpuslar son dönemde kantin fiyatlarındaki artıştan yakınıyor. Kantin fiyatlarındaki fahiş artış, artık kahvaltı verilmeyen mahpuslar için ayrıca bir cezalandırmaya dönüşmüş durumda. Kuruma gelen yemeklerin doyurucu olmadığını söyleyen mahpuslar, maddi durumunun yetersizliği dolayısıyla kantinde satılan ürünlere ulaşamayanların yeterli besine ulaşmalarının da mümkün olmadığını ifade ediyor. Daha önce haftada bir gün olan meyve alma imkanı da iki haftada bire düşürülmüş.
Sonuçlar verilmiyor
Sağlık hakkına erişim de cezaevindeki önemli sorunlardan biri. Görüşme yapılan mahpuslar talep etmelerine rağmen tahlil sonuçlarının kendilerine verilmediğini ifade ediyor. Kurumda sağlık personeli sayısının yeterli olmadığını, acil müdahalede bulunabilecek personel sayısının yetersiz olduğunu ifade eden mahpuslar, psikiyatri hastalarının da uzman doktora erişiminin yetersiz olduğunu bir örnekle ifade etti. Bir psikiyatri hastasının en son 3 yıl önce psikiyatri uzmanı ile görüşebildiğini ifade eden mahpuslar, o görüşmede yazılan ilacın hasta tarafından aynı dozda kullanılmaya devam edildiğini belirtti. Mahpuslar ayrıca rehabilitasyon koğuşlarında yeterli tedavi ve bakım hizmetinin sağlanamadığını da anlattı. Kişisel bakımını yapamayacak durumda olan mahpuslara da profesyonel bakım imkanı sağlanamadığını vurgulayan mahpuslar, anneleri ile birlikte yaşayan çocukların sağlıksız koşullarda yaşam sürdürdüğünü ifade etti. Görüşülen mahpuslar açık havaya çıkarılırken başkaları ile iletişim kurmalarının engellendiğini ve kurum içi haberleşme haklarından faydalanamadıklarını da anlatıyor. Raporda mahpuslar Basın İlan Kurumu listesinde yer almayan süreli ve süresiz yayınlara erişim sağlayamadıkları da vurgulanıyor.
BESİN VE TEMİZ SUYA ERİŞİM ŞART
Raporda İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezinin çözüm önerilerine de yer verildi. Öneriler şöyle sıralandı: “Besin ve temiz suya erişimin tam ve doğru şekilde sağlanmasının devletin sorumluluğunda olduğu ve bu yönde pozitif yükümlülüğünün bulunduğu unutulmamalıdır. Disiplin cezaları yazılı olarak tebliğ edilmelidir. Bu cezalara karşı yapılan itirazlar, etkin ve şeffaf bir değerlendirme sürecine tabi tutulmalıdır. Bunun sağlanmasının bir yolu, mahpusların adli yardıma, dolayısıyla bir avukata erişebilmeleridir. Kantinde satılan ürünler, fiyat ve kalite bakımından ortalamaya çekilmeli, durumu olmayan mahpusların temel ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için bakanlık harekete geçirilmelidir. Mahpusların hak arama hürriyetlerine engel olmaması bakımından dilekçe yazımı ve gönderimi ile ilgili masrafların Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanabilmesi için bakanlık harekete geçirilmelidir. Cezaevi bünyesinde bulunan sağlık ünitesi kapasitesi artırılmalı ve aile hekimi, uzman hekim, bakım personeli ve yardımcı sağlık personeli istihdamı sağlanmalıdır. Mahpusların idareye verdiği dilekçeler için bir alındı numarası verilmelidir. Bu dilekçelerin akıbeti mahpuslarla paylaşılmalıdır. Mahpusların kapalı kurumda tutulma sürelerinin aşılmasının AİHS ve Anayasa ihlaline yol açabileceği unutulmamalıdır.”