Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, B40 Balkan Şehirleri Zirvesi’ne katılmak üzere Bulgaristan’ın başkenti Sofya’ya gitti. Sofya’daki ilk gününde Türkiye Cumhuriyeti Sofya Büyükelçiliği Rezidansı’nı ziyaret eden İmamoğlu’na; İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Candan Yüceer, Edirne Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın ve Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek eşlik etti. Rezidansta bulunan Atatürk Odası’nda anı fotoğrafı çektiren heyet, Sofya Belediye Başkanı Vassil Terziev tarafından makam odasında ağırlandı. İmamoğlu ve B40 üyesi şehirlerin belediye başkanları, akşam da Balkan Şehirleri Zirvesi gala yemeğinde bir araya geldi.
Atatürk'ü anımsattı
Dönem başkanlığının Tiran’dan Sofya’ya devredildiği B40 Balkan Şehirleri Zirvesi’nin açılış konuşmasını İmamoğlu yaptı. “Bugün Sofya'da, büyüyen B40 Balkan Şehirleri ağımızın dördüncü zirvesinde sizlere hitap etmekten mutluluk duyuyorum” diyen İmamoğlu, İngilizce yaptığı konuşmasında şunları söyledi: “2021'de 23 şehirle başlayan genç organizasyonumuz, şu anda 12 ülkede 73 üyeye ulaşmıştır. İlk Slovanyalı üyemiz, Novo Mesto'ya hoş geldiniz diyorum. Sofya B40'ın idaresini devralırken, Sofya'nın Türkiye'nin kalbindeki özel yerinin altını çizmek istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, zorlu Gelibolu seferine gitmeden önce, burada askeri ataşe olarak görev yapmıştır. Vizyon sahibi ve cesur bir lider olan Atatürk, Sofya'nın kendi gençliğini sembolize ettiğini söylemiştir. Dolayısıyla, genç ve vizyon sahibi bir lider olan değerli dostum Vassil Terziev'in, B40'ı bir üst seviyeye taşıdığını görmekten memnuniyet duyuyorum. Gözlemci üyelerimizin katılımı ve saygın küresel kuruluşlarla olan bağlarımız sayesinde, daha dirençli, sürdürülebilir ve refah dolu bir geleceği birlikte inşa edeceğiz.”
Diplomatik girişimden fazlası
B40'ın önemine de değinen Ekrem İmamoğlu, “B40, diplomatik bir girişimden daha fazlasıdır; Balkanlar'da adalet, refah ve demokratik yönetişim için bir araçtır. Önümüzdeki iki gün için gündemimiz, mirasın korunmasından dijital dönüşüme, yeşil enerji girişimlerinden göçe kadar uzanıyor. Tarihte medeniyetin temel taşı olan şehirler, günümüzde de değişimi yaratanlardır. Vatandaşlarımız, altyapı ve belediye hizmetlerinden daha fazlasını sunmamızı bekliyor. Çeviklik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve toplumlarını şekillendirmede güçlü bir ses talep ediyorlar. Kutuplaşma ve bölünmenin çoğunlukla egemen olduğu bir dünyada; demokrasi, özgürlük ve temel hakları korumamız gerekiyor. Sosyal adaleti sağlamamız ve kökenleri, toplumsal cinsiyetleri ya da inançları ne olursa olsun tüm vatandaşlarımıza fırsatlar sunmamız gerekiyor. Hem Balkanlarda hem de ötesinde otoriterliğin yükseldiği günümüzde bu, kişisel risk alarak üstlendiğimiz bir görevdir” dedi.
Demokratik bir gelecek isteniyor
Kendisine açılan soruşturmaları anımsatarak konuşmasını sürdüren İmamoğlu, “Halihazırda hem hukuka hem de akla meydan okuyan yarım düzine davayla karşı karşıyayım. Siyaset yelpazesinin her yönünden meslektaşlarım ve muhalefet üyeleri, mesnetsiz suçlamalarla ya da sadece fikirlerini söyledikleri için, bir gece içinde görevden alınıyor ya da tutuklanıyorlar. Ama biz, bu bölgede, yargının siyasi rakipleri susturmak için nasıl silah olarak kullanılabileceğini biliyoruz; sadece 50 yıl önce Demir Perde'nin arkasında değil, aynı zamanda bugün de. Burada ve şu anda pek çok zorlukla karşı karşıyayız. Otoriter liderler kutuplaşmayı derinleştirmekte, muhalefeti bastırmakta ve kurumları zayıflatarak hukukun üstünlüğünü ve kişisel özgürlükleri baltalamaktadır. Bölge, kalkınma ve demokratik reformlar için kilit öneme sahip insan sermayesinin kaybına yol açan önemli bir göçle karşı karşıya. Tüm bu güçlüklere rağmen, halkın sesi er ya da geç galip gelecektir. Belgrad'dan İstanbul'a, adalet, şeffaflık ve hesap verebilirlik için güçlü çağrılar duyuyoruz. İnsanlar, demokratik ilkeler üzerine kurulmuş bir gelecek istiyor. Güçlü olana hizmet eden alakart adaleti değil, hukukun üstünlüğünü istiyorlar. Azınlığın elinde olan değil, paylaşılan bir refah istiyorlar. Çocukları, iş bulamadığı ve bulma umudu da olmadığı için ülkelerini terk etmelerini istemiyorlar” diye konuştu.
İstanbul Modeli'ni anlattı
İstanbul Modeli'nden de söz eden Ekrem İmamoğlu, “İstanbul ve Türkiye'de, güçlü yerel liderliğin şehirleri nasıl dönüştürebileceğini ve bir ülkeye nasıl ilham verebileceğini gördük. Yarattığımız ‘İstanbul Modeli’, üç temel üzerine oturuyor; kapsayıcılık, sosyal adalet ve sürdürülebilir kalkınma. Halka açık belediye meclisi toplantılarından dijital platformlara kadar katılımcı mekanizmalar kurduk. Yıllardır süren bölücü siyaset, toplumlar arasındaki güveni zedelemişti. Biz, farklı bir yol seçtik. Bölmek yerine birleştirerek, ilerleme için partizan çizgilerin ötesine geçen ortak bir vizyon inşa ettik. Sonuç olarak partim CHP, 3,5 milyondan fazla yeni seçmen kazanarak, Türkiye'nin en büyük partisi haline geldi. Fakat bu, sadece bir başlangıç. Şehirlerimiz için gösterdiğimiz çabalar, tek başına başarıya ulaşamaz. Hep beraber, birbirine daha bağlı ve yükselen bir Balkanlar inşa edebiliriz. En önemlisi de bölgesel istikrar, demokrasi ve adalet için bir model oluşturabiliriz” ifadelerini kullandı.
Bölgesel bir platform
Önceki dönem B40 başkanları Kostas Bakoyannis, Haris Doukas ve Erion Veliaj'a teşekkürlerini ileten İmamoğlu, konuşmasını, “Şimdi, Vassil'in liderliğinde ve İstanbul'daki çalışkan sekretaryamızın desteğiyle, B40 tarihinde büyük ilerlemeler kaydeden, yeni bir sayfayı hep birlikte yazacağız. Birlikte; amaçta birleşmiş, vizyonda cesur ve herkes için demokratik, adil ve refah içinde bir geleceğe bağlılıkta kararlı yerel liderlerden oluşan bölgesel bir platform inşa edeceğiz” sözleriyle tamamladı.